En Eski Savaşın Çocukları kitaplarını, en eski Savaşın Çocukları sözleri ve alıntılarını, en eski Savaşın Çocukları yazarlarını, en eski Savaşın Çocukları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rumlar ve Türklerin huzurla yaşadıkları Akdeniz'in en güzel adalarından olan Girit'teki yaşama siyasi ve politik kararlarla bu güzel yaşamı mübadeye zorlayarak iki milleti birbirlerine düşman edilişini anlatılıyor. Aynakis Hasansaki'nin çevresindeki rumlarla ilişkisini ve hayata bakış açısını zevkle okudum.
Kitaptan bilgiler:
(Kissamu-Kastaki-Hanya)
(Dedemin insanları filmi buradaki olayları konu alan filmdir.)
(1913 de girit yunanistana verildi.)
(Tarihi HÜNKAR CAMII ->AYOS NIKOLAUS KILISESINE çevrilmiştir)
*Girit'te ayaklanmayı çıkaran rum komutan: Venizelos
Giritten Ayvalık'a göç eden Aynakis Hasanaki'nin hüzünlü yaşam öyküsü... Ahmet Yorulmaz, üç anı defterinden yararlanarak yazdığı belgesel nitelikli tarih romanında göç olgusunu çok etkileyici bir dille anlatmış..
...
Birbirinin devamı niteliğindeki iki kitabı okuduktan sonra insan Hasanaki'nin şu sözlerine hak vermeden edemiyor: "insanların kaderi mi diyeceğiz bu yaşananlara, yoksa barış içinde yaşayanları birbirlerine düşürmekten çıkar sağlayanların işleri mi?"
Bırakalım bunları savaşların canı cehenneme! Ölen insanlar, yıkımlar, kıyımlar, açlıklar, hastalıklar göz önünde tutulursa savaşın sözü mü edilir? Adı kurusun!
"Dünya sadece konuştu. Lüks otellere doldurulan Sözümona Suriye direnişinin siyasi temsilcileri, başka ülkelerin diplomatları ve gizli servis elemanları tarafından çembere alınıp yemekler yenilirken, hiçbir toplantıda sorunun çözümüne adam akıllı tek satır çözüm...
Zamanı gelecek, biz yalın insanlar, buluşup birleşeceğiz.
Evangeliki teyze.
(2013 yılında, Selânik yakınlarında mola verdiğim yerin sahibinden benzer ifadeyi ben de işittim. İlginç.)
Bizler Yunan'ın Anadolu'ya çıkışında evlerimize kapanıp ağlamıştık; Rumlar bu olayı düğün dernek kutlamışlardı. Bunlar bizi, ruhen çökertiyordu.
Hele Anadolu'dan savaş tutsağı olarak getirilen Türk asker ve subaylarını Hanya'daki 'Üsera (Esirler) Kampı'nda görmemiz olağanüstü yaralıyordu bizi.
Sıkıntı çektiğimi gören patronum, buradaki Girit Türkü'nü tersi, Anadolu'nun ortasında yaşayan Karaman Rumları'nın Yunan harfleriyle Türkçe yazdıklarını, Türkçeyi o yöntemle konuştuklarını söyledi.