Sonra gözlerini bebekten ayırmadan, ellerini kavuşturdu. Ve sonra ağladı, hıçkırıklarla ağladı. Oysa günün heyecanlarının hiçbiri onun gözünden yaş getirmemişti. Ne karanlıkta ormana gitmesi, ne o ağır su kovasını taşımak, ne parasını yitirme korkusu, ne de annesinin ölüm haberini duyması. Bu son felâket onun için en müthişi oluyordu.