Selanik'ten Gelibolu'ya
Charles H. SherrillSelanik'ten Gelibolu'ya Gönderileri
Selanik'ten Gelibolu'ya kitaplarını, Selanik'ten Gelibolu'ya sözleri ve alıntılarını, Selanik'ten Gelibolu'ya yazarlarını, Selanik'ten Gelibolu'ya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
James J. Davis , 3 Ocak 1933 tarihli kongre zaptına göre şöyle diyordu :
Bütün dünya ve bilhassa Amerika bugün Türkiye Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal'in uyuşturucu maddeler ticareti üzerine koyduğu yasaklık şeklinde muhteşem bir Noel hediyesi almıştır. Gazi, Istanbul'daki uyuşturucu madde fabrikalarını kapayan bir Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etmiş ve aynı toplantıda afyon ekiminin tıbbi ihtiyaçlara yetecek kadar yapılmasını sağlayan tahtid kararı almıştır.
Bu hareket Türkiye Cumhurbaşkanını, uyuşturucu maddelere karşı milletlerarası mücadelenin mümtaz liderlerinden biri mevkiine getirmiştir.
Bir büyük adam şöyle diyordu : " Bir milletin türkülerini ben yazayım da , kanunlarını kim yazarsa yazsın!"
Bir liderin sahip olabileceği vasıfların en güzeli, bir diğerinin başarısını açık kalplilik ve samimiyetle takdir etmesidir.
Bugünkü Türkiye 'nin haritasını önünüze seriniz ve halkın 'hürriyet ve hâkimiyeti ' için yapılmış o meşhur ileri yürüyüşteki beş önemli ve manalı noktaya birer işaret koyunuz: Erzurum, Sivas, Ankara, Eskişehir, Izmir... Bu beş nokta, doğudan batıya çizilecek bir hattın hemen hemen üstüne düşer... Ve ne gariptir ki,bu noktaların birbirinden uzaklıkları eşit gibidir. Bir gün, Çankaya 'da bu noktalardan ve aralarındaki eşitlikten Gazi'ye bahsettiğim zaman, kendisi de hayretini gizlememişti.
Mustafa Kemal'in görevi; ümidi sönmüş ve birliği parçalanmış bir millete evvela " Milli Birlik " şuurunu vermek, Türk gençliğine iyi örnek olmayı millete aşılamaktı.
Çünkü savaştan delik teşik olmuş Gelibolu yarımadasından yeni bir savaş galibi, Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşa çıkmıştı. Türk tarihinde bir defa daha milli bir yetişmişti. Öyle bir lider ki, kendinden önce millete, hiçbir Türk'ün yapamadığı şekilde milli ruhu estirmiş,uyandırmıştı.
Mustafa Kemal bağırmıştı. Süngü tak!.. Yere yat!..
29 Ekim 1932
Mustafa Kemal her şeyden evvel savaşçı bir kumandan, metin, geniş ve derin düşünceli, sert ev canlı sözlü bir kimsedir. Ancak bu gece tam manasıyla ince ve nazik bir diplomat ve aynı zamanda mükemmel bur devlet başkanıydı.
Şimdi, ilk görüşmemizden daha çok kendi çevresini ve yuvasını bulmuşa benziyordu. Çünkü kütüphanesindeydi. Ev yaradılış itibariyle daima okumak, tetkik etmek isteyen kimseler için varılacak en mutlu hedeftir.
Fakat daha ilk bakışta anlarsınız ki karşınızda sağlıklı, keskin bakışlı, derisi pürüzsüz, geniş alınlı bir yüz ve gayet zeki bur kimse vardır. Ve birbirinden uzak ve çok derin manalar ifade eden iki güzel göz..
"Mustafa Kemal Paşa, tamamıyla alâkadar olmayı bilen bir insandır.
Fikirlerine iştirak etmediğiniz zaman, bu ayrılığınızıni
yalnız sebeplerini sormuyor; aynı zamanda o
sebeplerin esaslarını da araştırıyor.
Sizi, kendisinden başka türlü düşündüren şeyi i
öğrenmek istiyor. !
Şimdiye kadar ondan daha doğru düşünen bir
insan ile konuşmadım. "
— binbaşı mısınız?
— hayır.
— albay mı?
— hayır.
— korgeneral mi?
— hayır.
— peki nesiniz?
— ben mareşal ve türk orduları başkomutanıyım! şaşkınlıktan ağzı açık kalan yunanlı kekeledi:
— bir başkomutanın savaş hattına bu kadar yakın yerlerde dolaşması işitilmiş değil de!..