Polisiye bir soruşturma, bir gerçek arayışıdır, ama her an için bir dedektifin kendi hakikatini arayışına da dönüşebilir. Tıpkı Selb’in Yargısı’nda olduğu gibi. Selb’in Yargısı, Almanya’nın karanlık yıllarında inançlı bir Nazi olarak savcılık görevinde bulunan özel dedektif Gerhard Selb’in ilk serüvenine tanık ediyor bizi. Dizinin bu ilk kitabı, kedisi Turbo ve tümüyle kendine özgü Prusyalı tarzıyla altmış yedi yaşındaki Dedektif Selb’i tanıtıyor; bütün günahlarıyla, bütün sevaplarıyla. İki hukukçunun, Bernhard Schlink ile Walter Popp’un kaleminden çıkan ve dizinin ilk kitabı olan Selb’in Yargısı, çelişkileri ve inanışlarıyla başlı başına ‘sağlam’ bir figür olan Dedektif Selb’in bakış açısından Almanya’nın Nazi geçmişine, sıkı bir toplum eleştirisi yöneltiyor.
