Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.30
Semenderlerle Savaş
Karel ČapekEn Eski Semenderlerle Savaş Yorumları ve İncelemeleri
En Eski Semenderlerle Savaş sözleri ve alıntılarını, en eski Semenderlerle Savaş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.510 üzerinden
Semenderlerle Savaş adı üstünde insanların semenderlerle olan mücadelelerini konu alan bir kitap.Ama bu semenderler bizim o bildiğimiz semenderlere görünümleri haricinde hiç ama hiç benzemiyor.Bunlar; konuşan ,denizler altında kendilerine şehirler inşa edebilen , kıtaları sular altına gömen, hatta ve hatta silah kullanabilen semenderler.Baslangıçta masumane bir inci avcılığı ile başlayan semenderlerle tanış,bir kapıcının kendi deyimiyle tüm bunlara ben sebep oldumuna kadar götüren olaylar silsilesine dayanıyor.Okumanızı tavsiye ederim, inanın hiç pişman olmayacaksınız.
İnsanın en sevdiği işlerden biri de uzak bir gelecekte dünyanın nasıl olacağı,hangi teknik mucizelerin gerçekleştirileceği,hangi toplumsal sorunların çözüleceği, bilim ve uygar kurumların nereye kadar ilerleyeceği gibi şeyleri hayal etmektir.
271 syf.
9/10 puan verdi
Čapek bana Jaroslav Hašek'i anımsatıyor, esprili üslubuyla. Bu espritüel biçimin ardında ise zeki bir muhalif yatmakta. Daha önce kendisinden bir polisiye de okumuş olmakla beraber bu eserinin daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Eseri hakkında Yahudiliğe ilişkin göndermeler olduğu ileri sürülse de, ben bunların yerinde olmadığını, daha ziyade genel bir totaliter devlet eleştirisi olduğunu, hatta bunu da aşarak tüm sistem ve dünyamın melun işleyişine karşı bir tümel eleştiri olduğu kanaatindeyim.
Kitap 1984 ü sevenler için bulunmaz bir nimet. Semenderlerin insanlaşması diyebiliriz özetle, yazar insanoğlunu tek tür olarak görüyor ve böyle olursa barışın sağlanacağını düşünüyor haksız değil. İnsan insana muhtaçtır diyor özetle ve günümüz dünyasına distopik bir projeksiyon sunuyor... Okunmalı...
Fantastik bir roman olsada, bilimkurgu-distopya edebiyatinın güzel eserlerinden biri.
Bildigimiz belkide bilmediğimiz, bir metre boyunda ve iki ayakları uzerinde durabilen semenderler.
Her şey Tana Masa adasinın kıyısında, halkın cin diye adlandirdiğı garip bir deniz hayvaninın kaptan Van Toch tarafindan keşfedilmesiyle başlar. Bu canlılar insanı taklit edebiliyor, dil oğrenebiliyor ve iyi bir işçi gibi her yerde çalışabiliyorlar. Evet medeniyeti gelistirecek yeni köleler ve gelişmiş ulkelerin yeni askerleri.
İşte bu noktada insanoglunun para kazanma hırsı devreye girmistir ki bu insanlığın sonunu getirecektir.
Kitabın yazıldiğı yıllar Almanya'da milliyetciliğin yukseldiği ve nazizm'in tehdinin ayak seslerinin geldiği dönemlerdir, bu noktada kimi eleştirmenler semenderlerin Naziler oldugunu da ifade etmiştir. Ancak kesin olarak şunu soyleyebiliriz ki roman genel olarak totalirizmin ve insanlığın hırsının genel bir betimlemesini sunuyor.
Sonuçta Semenderlerle Savaş, tıpkı Dunyalar Savaşı filmindeki gibi temelde insan ve gayri-insan arasındaki mücadeleyi, insan olmanın bu iki kutup arasinda gidip gelişini konu ediyor. Uzaylilar ya da semenderler, hep ötekiler. Son olarak şunuda belirtmeden gecemeyeceğim; yazar Karel Capek, 1920 yılında yazdığı R.U.R ( Rossum'un Uluslararası Robotları) tiyatro eseriyle ilk defa robot kavramını ortaya atan kişi olarak bilinir.
#ProsperoKitaplığı~~~ #1001kitap~~~
Çek edebiyatının dünya edebiyatına kattığı en önemli isimlerden 1i olan Karel Capek'in (çok merak ediyordum bu yazarı) en önemli kitaplarından 1i olan Semenderlerle Savaş, 1936'da yayımlanarak başyapıt kitaplardan 1i sayılır sadece konu itibari ile değil, edebi anlamda da derin 1kitap olan Semenderlerle Savaş kitabı farklı anlatım teknikleriyle
Çek yazar Karel Çapek’in 1936 yılında yayımlanan eseri Semenderlerle Savaş, bir gemi kaptanının Endonezya açıklarında bir adanın çevresinde değişik, yeni bir tür deniz canlısını keşfi ve bu canlıları inci avcılığında kullanma planıyla başlıyor. Çapek, muazzam bir eser çıkarmış ortaya. Semenderlerle Savaş, hem bireysel hem toplumsal düzlemde müthiş bir eleştiri ve kara mizah sunuyor. İnsanın açgözlülüğü, para hırsı, bencilliği, istilacı, çıkarcı ve benmerkezci yapısını yatırıyor masaya önce. Sonrasında adeta okuru elinden tutup, hazineyle dolu bir mağaraya yavaş yavaş sokar gibi, gittikçe daha da zenginleşen bir metin çıkarıyor karşısına. Kapitalist düzen, emperyalizm, savaşlar, ‘medeniyet’, inançlar, bilim ve bilim insanlarına yöneltiyor oklarını romanın ilerleyen bölümlerinde. Felsefe eğitimini medeniyet eleştirisinde özellikle Rousseau hakimiyetinde görmek mümkün ancak beni asıl etkileyen, medeniyeti farklı yönlerden ele almasındaki başarısı oldu. Bunu yaparken de gazeteci kimliği devreye girmiş Çapek’in ve gazete yazıları, makaleler vb. kısa metinleri de dahil ettiği farklı bir yazım tekniği kullanmış. İkinci Dünya Savaşı öncesinde dünyanın gidişatı ile ilgili öngörüleri ayrı hayranlık uyandırıcı. Distopik, fantastik, yer yer de bilimkurgu ögeleri barındırıyor roman ancak benim gibi bu türlerin okuru olmayanların bile çok sevebileceği bir kitap. Benim en sevdiğim kitaplardan biri oldu. Gerçekten bir başyapıt. Muhakkak okumanızı tavsiye ederim.
288 syf.
8/10 puan verdi
Öncelikle ben de Semenderlerle Savaş'ı her okuyan taze okur gibi ''BU KİTABI NEDEN KİMSE BİLMİYOR'' hayıflanmasını yapmadan geçemeyeceğim. 1984, Cesur Yeni Dünya, Biz gibi diğer distopik eserlerle birlikte anılmamasını anlamıyor; Jaguar ve İthaki'nin yeniden basması ile birlikte daha fazla okurla buluşmasını ümit
Semenderlerle Savaş
“Ama korkmayın: Bugün, insanlık tarihini devam ettirecek hiçbir canlı, insanlığın bu kendi pimini çeken aptallığını yinelemeyecektir.”
“İnsanların altüst ettiği şeyleri neden hala Doğa düzeltmek zorunda ki?”
Yedi kez Nobele aday gösterilen Çek yazar Gestapo tarafından “iki numaralı halk düşmanı” ilan edilmesine rağmen ülkesini terk etmemiştir.
1936 yılında yayımlanan kitabımıza gelecek olursak; Endonezya açıklarında ilk olarak Kaptan van Toch tarafından yerlilerin Batak (Semenderler) olarak adlandırdığı yeni bir canlı türünü inci avcılığı sebebiyle keşfedip daha sonra da bu keşfin tüm dünyaya yayılmasıyla başlıyor.
Bu denizin derinliklerinden gelen gizemli, zeki ve barışçıl yaratığın keşfinden sonra, sizce insanlık; (dünya devletleri, bilim ve iş insanları) hem toplumsal hem de bireysel olarak neler yapmış olabilir düşünelim. Ya da hiç düşünmeyin ve okuyun. O kadar tanıdık ki sonrasında olan şeyler, utanarak, sarsılarak ve çok üzülerek okudum.
Kara mizah dilinde yazılmış Karel Çapek in Semenderlerle Savaş; bundan sonra sanırım distopya denilince aklıma gelecek ilk kitap olacak. Mineilebirlikteokuyoruz grubumuzdan dostlarla birlikte okuduğum bu distopik romanı çok severek okudum. Herkese çok tavsiye.
Prospero Kitaplığı/8.kitap #semenderlerlesavaş
1936 yılında yayınlanmış bir kitabı okurken... Sanki bir kaç sene sonra biz yaşayacağız hissi uyandırması hem ürkünç hem de inanılmaz..... Biraz yazarın hayatını okuyunca şöyle diyir; 20. yüzyılın önemli Çekoslovak yazarıdır. Adı Karel Çapek olarak okunur. Yaygın kullanımı ile robot kavramını ortaya atan kişi olarak bilinir.
Yükselen Nazizm’in ayak seslerinin gölgesinde yazılmış olan Semenderlerle Savaş, insan ırkının kendi yarattığı “öteki” ile olan kavgasını, şiddeti ele alırken, açgözlülük, para hırsı, ticaret kaygısı nedeniyle “akılcılık”tan akıldışına nasıl kolayca savrulabildiğini gösteriyor.
Aklıma kitabı okurken, "Ben, Robot" kitabı da geldi. Gün geliyor ve insan elinden çıkan bir çok robot veya semender bize savaş açıyor..... Kitapta son bölüm var ki... Of diyorum... Her şeyi çok iyi anlatmış aslında.....