Mehir, resim öğretmeni olarak görev yaptığı okulda, edebiyat öğretmeni Koray ile çarpışır ve tanışırlar. İlk görüşte birbirlerinden etkilenirler. Evlenirler. Yazması ne kadar kolay değil mi? Sanki bir anda karar verildi ve evlenildi... Birbirlerini öyle severler ki; Mehir hastalandığı zaman, çektiği acıları Koray'a göstermemek için terk eder. Koray; acına dayanamam,gidersen ölürüm der. Aradan tam bir yıl geçer. Mehir iyileşir ve Koray'ı görmeye gider.
Acaba Koray'ı bulabilecek mi?
Koray, Mehir'e duyduğu aşkı unutacak mı?
Kitabımız iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Mehir'in hayatı ile ilgili yazdıkları. İkinci bölüm, Koray'ın Mehir'e duyduğu aşkın şiirle vücud bulmasını okuyoruz.
Adam sevdiğinden ayrılmayı satır sonudur sanmış ve öylece sessiz kimsesiz beklemiş.
Sevdiğini satır başında bulma ümidi ile hep yazmış. Belki bir gün okur da, satırlarda buluşuruz beklentisi ile hep yazmış. sonra kadın bir gün çıkıp gelmiş. Ne olursa olsun bir kerecik daha görebilmek için sevdiğini. Belki görememiş sevdiğini ama satırlarda kendini görmüş. Satır sonunda ise satır başına geçmiş ve anlamış sevdiği adamın onu nasıl sevdiğini.
Sensizlik
Lal olmaktı bazen
Bazense
Bir kahvede seni aramaktı
Her bir gülümseyişi
Son sanmaktı.
Önümü göremiyorum bu kör gidişli yolda
Herkes gidiyor ama varacağı yeri nasıl biliyorlar
Umarsızca bekliyorum hayatımın son matemini
Boş bir çabayla gemimi akıntıdan kurtarmaya çalışıyorum...