Suçun sebebi olarak sosyal ilişkiler ağını değil temel biyolojik ve psikolojik eksikleri alırsanız bir kişiyi 'ıslah' etmek için kapalı kapılar arkasında tutmanın doğru olduğuna da inanmazsınız.
Hepimiz bildiğimiz şeyin zihnimizde çizdiği sınırlar içinde yaşarız. Yaşadığımız, alışveriş yaptığımız, eğlendiğimiz ve suç işlediğimiz yerler için de bu prensip geçerlidir.
Bilim insanları, nükleer füzyona dayalı bomba yapımının mümkün olduğunu anlayınca eğitimli bilim insanları bomba yapma çalışmalarına başlayabildi. Bu önemli sır, hiroşima’da sır olmaktan çıktı.
Dengedeki istekler fikrini savunan psikologlar, suçun insan deneyimindeki eksikliklerin telafi edilmesi olduğuna inanırlar.
..
Suçlu başkaları tarafından kullanıldığını hisseder ve güç kazanmanın yolunun suç işlemekten geçtiğini düşünür. Aynı Oedipus'ta olduğu gibi, suçlu, kabul edilebilir olarak tanımladığı davranışla onurlu olarak tanımladığı davranış arasında gerili bir ipte yürümeye çalışır. Birçok durumda kabul edilebilir davranış tarafında kalır; iyi bir baba ve eş olur. Ancak hata yapması kaçınılmazdır. Önünde sonunda gerçek istekleri açığa çıkar.
İç çatışmaya dair bu fikirler, suçluların mahkemedeki veya terapideki halleri arasında bulunan farkları anlamamıza yardımcı olur.
..
Herkesin çatışan isteklere sahip olma eğilimi varsa hangisinin bir suça sebep olduğunu nereden bilebiliriz?