Okuduğum ilk Ayşe Kulin kitabıydı. Bu kitap sayesinde yazarla tanışma fırsatı buldum ve aynı zamanda Bosna tarihi hakkında detaylı araştırma yapıp birçok bilgi edindim. Yazarın anlatımını çok beğendim okurken Avrupa'nın göbeğinde Müslüman olduğu için ölüme terk edilmiş Bosna halkının çaresizliğini içimde hissedebildim.
Roman, savaş öncesinde Tito'nun kurduğu altı federe devletten oluşan Yugoslavya Cumhuriyeti'nin etnik çekişmeler nedeniyle parçalanmasını ve bunun sonucunda Bosna'da Müslüman olduğu için acımasızca katledilenleri, tecavüze uğrayanları, kısacası Boşnak halkına yapılan zulümü konu alıyor. Kitap, Nimeta adında evli iki çocuklu Boşnak bir gazetecinin etrafında gelişiyor. Mesleği gereği Bosna'da olan olayları haber yapan Nimeta görevi esnasında kendisi gibi gazeteci olan Stefan'a aşık olur. Ailesi ve arasında kalan Nimeta kendi içinde psikolojik savaşlar verir...
•"Aynı ırktan kim bilir belki de aynı soydan geliyorlardı. Aynı yaşlarda, ayni boylardaydılar. Aynı kadını sevmişlerdi. Ataları aynı tanrıya ayrı yollardan ulaşmak istedikleri için, biri Boşnak diğeri Hırvat'tı. Bunu kendileri seçmemişlerdi, savaşmayı ve kaderlerini kendi seçmedikleri gibi. Ve ambulanstaki çocuğu kurtarmanın dışında, beklentileri yoktu yarın için."
•"Yarınlar, kurşun, havan topu ve bombaydı, kandı. Ama her ikisi de farkına bile varmadan "daha güzel günleri" bekliyorlardı. İnsanlar, değişik inançlarla ve hırslarıyla ne kadar karıştırırlarsa karıştırsınlar, kana acıya, şiddete bulaştırsınlar, bu muhteşem dünyayı, yaşam bir umuttu sonuçta. Hiç bitmeyen bir umuttu."