Annemle Babama Gıcıklık Olsun Diye Ders Çalışmıyordum? Bu Kitabı Okumadan Önce
Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı
Alişan KapaklıkayaSevgi Bahçesinin Bahçıvanı Gönderileri
Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı kitaplarını, Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı sözleri ve alıntılarını, Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı yazarlarını, Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İyi bir eğitim öğretim ortamı yaratmak için öğrencilere öğretmek değil, öğrencilerle öğrenmek; öğrenciler adına karar vermek değil, öğrencilerle birlikte karar vermek gerektiğini anlamıştım. Kısacası, bir bahçıvanın kendi istediği gibi değil, çiçeklerin gereksinim duyduğu şekilde sulama, ilaçlama ve bakım yapması gerekiyordu.
Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğumu anlardır. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin, hiç değilse çabamı övün. Beni başkalarıyla karıştırmayın, yoksa umutsuzluğa kapılırım.
- İşimize geldiğinde, bir hatasını gördüğümüzde "Kocaman oldun, eşek kadar oldun ama daha adam olmadın." deyip suçladık. Büyük adam gibi iş yapmaya veya konuşmaya kalktıklarında da "Sen sus, otur oturduğun yerde, bacak kadar boyunla her şeye karışma, bunun her şeye sokma." dedik. Deyim yerindeyse onları iki arada bir derede bıraktık. Kendilerini ne büyük bildiler, ne de küçük.
"Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim."
Bence not tehdidiyle çalıştırmak, gönül rızası olmadan birini zorla evlendirmeye çalışmak gibidir. Deyim yerindeyse öğrencinin beynine tecavüz etmektir. Düşünsene seni sevmeyen, seni dinlemek, dersini öğrenmek istemeyen birine, zorla canını sıkarak ve onu senden nefret ettirerek bir şeyler anlatmaya çalışıyorsun. Bu işkence değil de nedir?
Nasıl ki, öğretmenler iyi bir eğitim için çok çaba harcıyorlar ve istedikleri verimi alamıyorlarsa, yine öğrenciler derslerine çok çalıştıkları halde bekledikleri başarıya ulaşamıyorlarsa, veliler de ellerinden geleni yaptıkları halde çocuklarının başarılarına olumlu bir katkıda bulunamıyorlardı.
Dokuz yıllık öğretmenim ama daha yeni yeni öğretmen olduğumun farkına varıyorum. Öğretmenlik üniversitelerde verilen teorik bilgilerden daha öte birşey. Daha çok yaparak, yaşayarak, deneyerek öğreniliyor.
"Eğer bir gün öğretmen olursam, öğrencilerime onların istediği şekilde davranacağım."
Aslında pek bir şey yapmaya gerek yok. Sadece dost olmaya çalış yeter. Öğrenci sana güvenmeli. Ben gülümsedim. Sevgimi hapsetmeden, o anlasın diye beklemeden ifade etmeye çalıştım.
Öğrencisini tanımadan, onu nasıl geliştireceği konusunda yeterli bilgiye sahip olmadan onu eğitmeye kalkışan bir öğretmen, öğrencilerini, ancak bilgisiz bir bahçıvanın yetiştirdiği çiçek kadar yetiştirebilirdi.
İstediği, sevdiği ve kendisini geliştirmeyi düşündüğü bir eğitim yerine, seçmediği, istemediği ve benimsemediği bir dayatma ile karşılaşan öğrenci, okuldan, eğitimden ve öğretmenlerinden soğumuş ve onlara karşı ilgisiz kalmıştır.
Bilgisini ve tecrübesini sevgi harcı ile birleştirmiş insan, yaşı ne olursa olsun dimdik ayaktadır. Bunlar birbirini tamamlamalı, yan yana, iç içe olmalı. Önce sevgi, ille de sevgi...
Yaratılışlarında sevgi olan bu çocuklar, büyüklerine düşman olamazlardı. Bir çiçek, bir gül, bahçıvanına ne kadar düşman olup bahçesine ne kadar zarar verebilirse, bir öğrenci de öğretmenine ancak o kadar düşman olup okuluna o kadar zarar verebilirdi.
Biz, bazen karşımızdakinin, sınıfta öğrencilerinin karşısındaki bir öğretmen mi, hapiste mahkumların karşısındaki bir gardiyan mı, yoksa esir kampında ki bir düşman subayı mı olduğunu ayırt edemezdik.