Bir kamarotun define bulma umuduyla yola çıktığı hikaye çok garip bir hal aldı. Kamarotun adı Dag Daughtry. Her gün 6 bira, her ay garanti para, zenci kölesi Kwaque ve köpeği ile birlikte anlaşmıştı. Bir süre gittiler ama gemi daha sonra aptal bir gemi çalışanın anne balinaya saldırması sonucu terk ediliyor. Gemide batıyor. Çıktıkları kara da -(Yeni Zellanda açıklarındalar) Dag Daughtry ve kölesine cüzzam tanısı konuyor. Ben gemi bulup define avına devam edecek diye düşündüm ama sonra o gemi tayfasının adı bile geçmedi.
Uyanık bir doktor bunları cüzzamlar hastanesine attırıyor. O dönemde büyük sıkıntı veren bir hastalıktır. Köpeğini yanına göndermesine istese de doktor bunu yapmaz ve köpeği satar.
Köpek ün yapmış biridir. Şarkı söyleyebilmektedir. 3 sene boyunca iğrenç eğitimler, cezalar ve işkenceler görse de ölmez. Sirk vari yerlerde yaşar. Büyük paralar kazandırtır. Filler mi dersin, kaplan mı dersinler çeşit çeşit hayvanların eziyetine tanık olurken bir gün kafeste sağ patisini yitirir. Duygu durumu yok olan köpek varlığını yitirmiş gibidir. Robot gibi olur.
Dag ile birlikte iken mutlu olan Killeny Boy(köpeğimiz) daha sonra Micheal olur. Hayvanat bahçelerine gitmeyin, sirklere gitmeyin! Sokakta gördüğümüz hayvanları kovalamayın, tekme atmayın. Onlar canlılar. Onları besleyin. Jack London o dönemde gördüğü rezil durumu çok iyi yansıtmış. London köpekleri ve kurtları çok severdi. Hayvanlara karşı tutkusu vardı. Altın arayıcı olan kendisi az kurtlarla, köpeklerle kızak binmedi. Az dostluk yapmadı.
En sonda Micheal gemiden birilerine denk geliyor. Bir miktar mutluluk tadıyor.
