Albay Clay Fitzgerald, zenci uşağı Joshua’yı yanına alarak, amcasından miras kalan İrlanda kırlarındaki çiftlik evine, huzur bulmaya gider. Fakat kendini İngilizler ve İngiliz yanlısı toprak sahiplerine isyan eden İrlandalı köylülerin arasında bulur. Soylu olmasına rağmen adaletsizliğe karşı gelen Joanna'ya âşık olur. Taraf tutmanın işe yaramayacağını düşünen Albay Clay daha fazla tarafsız kalamaz ve Joanna ile İrlanda için ellerinden geleni yaparlar. İrlanda için bağımsızlık hareketinin başlangıcı olur, fakat asla son olmaz.
Macera romanlarını seviyorsanız keyifle okuyacağınız bir roman.
İrlanda ile tanışmamı sağlayan en sevdiğim yazar. Kitaplarını okurken İrlanda’da geziyor hissine kaplıyorsunuz ve kitaplarında kullandığı gerçek mekânlar ( Belfast- Dublin – otel isimleri…) ve karakterler romanları daha okunası ve çekici kılıyor.
Bir insan ne yapmaya çalışırsa çalışsın, kader her zaman son kartı oynuyordu- hayat buydu. İnsan ancak bunu kabul ettiği takdirde kendini büyük acılardan koruyabiliyordu.
Dağın alçak tepelerinden birinden havalanan yağmur kuşu öttü, sonra ortalık sessizleşti ve Clay, gencecik birbirinin hayatının daha başlamadan sona erdiğini düşünürken tüm benliğini garip bir keder sardı.