İnsanlar önemli kararlarını bilinçaltı bir sürecin sonucu olarak verirler. Yani bizi o karara götürecek süreci derinlerimizde farkına varmadan yaşarız. Sonra an gelir ulaşılan karar bilinçli düzeye ulaşır ve biz kararımızı o anda verdiğimize inanırız.
“Doğa insanı”nın varoluş sıkıntısına karamsarlık eşlik etmez. Varoluş sıkıntısı, insan olma halinin doğasında olan ve kabul edilmesi gereken bir boyut. Hayat, bir anlamda, bu sıkıntıyı aşma çabası.
Bir gerçek ben varım, bir de yaratılan imgem. Yaratılan imgemin gerçek benle tabii ki ilgisi yok, ama siz kendiniz bu ikisini birbirine karıştırırsanız o zaman işiniz zor olabilir. Şahsen karıştırmadığımı sanıyorum, ama geçmişte çevremde çok karıştıran oldu ve bu gerçekten tatsız bir durumdu. Hayli zamandır ben ve imgem birbirimizden bağımsız yaşıyoruz. İmgem, benim tanımadığım ve beni tanımayan insanların, aslında kendilerini yansıtmaları sonucu oluşan, dolayısıyla bana da yabancı biri. Zaten ben, ben olarak belirdikçe imgemin gücü de giderek azaldı.