Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sinemayı Sanat Yapanlar

Atilla Dorsay

Sinemayı Sanat Yapanlar Hakkında

Sinemayı Sanat Yapanlar konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

"Sayısız insanın katkısıyla ortaya çıkan kolektif bir çabadır sinema. Ama yine de bir filme sanatsal bir son damgayı vuran yönetmendir. Bu nedenle "Sinemayı Sanat Yapanlar" bir yönetmenler kitabıdır. Kitap, Dorsay'ın 1968'den başlayarak, ölen ünlü yönetmenler hakkında zamanında yazdığı anma yazıları ve yönetmenlerin bazı filmlerin üzerine eleştirilerinden oluşuyor." (Arka kapaktan alınmıştır.)
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 19 dk.Sayfa Sayısı: 223Basım Tarihi: Ocak 1985Yayınevi: Varlık Yayınları
ISBN: 9789754349863Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Atilla Dorsay
Atilla DorsayYazar · 41 kitap
1964 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Üniversitesi) Yüksek Mimarlık bölümünden mezun olan Dorsay, iki yıl sonra Cumhuriyet gazetesinde sinema üzerine yazmaya başladı ve sonra bunu asıl meslek olarak seçti. Cumhuriyet’te 27 yıl sürekli yazdıktan sonra Milliyet ve Yeni Yüzyıl’da yazdı. En son olarak Sabah'ta yazmaya başladı. 8 Nisan 2013 tarihinde yazdığı bir köşe yazısıyla da bu gazeteden ayrıldı. Sinema dışında yemek kültürü, şehircilik ve yaşam kültürü üzerine yazılar yazarak kitaplaştırdı. İKSV yürütme kurulu ve Siyad kurucu üyesi ve onursal başkanı olan Atilla Dorsay, aynı zamanda müzikle de ilgilenmektedir. 1985'ten bu yana TRT 2'de sinema üzerine programlar yapan Dorsay, ayrıca dokuz yıl boyunca (1995'e kadar) TRT Radyo 3’te müzik programları yaptı. Son olarak ATV'de yayınlanan Yaşamdan Dakikalar adlı programda yer almaktadır. Çeşitli festival ve yarışmalarda jüri üyeliği yapan yazar, FIPRESCI - Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu’nun Türkiye temsilcisidir. 1979'da çevrilen Vatandaş Rıza adlı bir de film senaryosu yazmış olup, sadece Yeşilçam değil, dünya sinemalarını da yakından izlemektedir. Bugüne kadar 45 kitap yazmıştır. Sinema eleştirmenliğine başlayışını Can Dündar'la röportajında şöyle anlatır: "Türk sineması da 60'ların sonlarında büyük bir atılım halindeydi. Lütfü Akad en güzel filmlerini yapıyordu. Yılmaz Güney olayı Seyit Han filmiyle patlak vermişti ve ben de büyük heyecan içindeydim. Ve 1970 yılı gelip çatıp Umut filmi bomba gibi patlayınca, gazete yöneticileriyle konuştum ve ben de Türk sineması hakkında yazmaya başladım. Ve Yılmaz Güney'in filmleriyle birlikte Türk sineması eleştirmenliğine de soyundum ve bu o zamandan beri aksamadan devam etti. Öyle ki, 70'li yıllarda yazdığını yazılar, biraz da 'Umut' filminden yola çıkarak "sinemamızın umut yılları" adıyla kitaplaştı.."