Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sıradan Bir Cinayet

Karel Čapek

Sıradan Bir Cinayet Hakkında

Sıradan Bir Cinayet konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

"Sokakta yürüyen her insan gizemlidir" Karel Capek'in, suç olgusunu ve suçlunun doğasını soruşturan öyküleri, en popüler edebiyat dallarından olan polisiyenin sınırlarını aşıyor. "Robot" kelimesini Capek'e borçluyuz. Mistik ve garip dünyasıyla birlikte, suçta, çözümden daha karmaşık bir şeyler olduğunu göreceğiz. Dünya edebiyatının daha önce Türkçe'ye çevrilmemiş, daha önce karşılaşmadığımız tatları sunan özel eserlerini bir araya getiren Ex Libris dizimizin bu 4. Kitabı, dizimize özel tasarımıyla piyasada.
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 48 dk.Sayfa Sayısı: 134Basım Tarihi: 2010Yayınevi: Okuyan Us Yayınları
ISBN: 9786054054374Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 57.0
Erkek% 43.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Karel Čapek
Karel ČapekYazar · 11 kitap
9 Ocak 1890'da Male-Stanovice'de doğdu, 25 Aralık 1938'de Prag'da öldü. Yazarlığa 1907 yılında başladı, 1915 yılında Prag Üniversitesi Felsefe bölümünden mezun oldu. 1908-13 yıllarına ait erken dönem öykülerinin büyük kısmı kardeşi Yosef Capek'le birlikte yazılmıştır. Daha sonraki yıllarda yazdığı, dışavurumcu bir tarzla ahlakçı hümanizmaya yakınlık gösteren öyküler Dünya Savaşı'nın derin izlerini taşır. 1920 yılına ait "Haydut" adlı lirik tiyatro komedisi bu tür bir "doğru" arayışının izlerini taşır. Capek'e büyük ün kazandıran eserleri, "robot" sözcüğünün ilk kez kullanıldığı tiyatro oyunu olan "R.U.R.: Rossum'un Evrensel Robotları" (1920), "Makropulos Olayı" (1922), "Mutlak Fabrikası" (1922) ve "Krakatit" (1924) adlı romanları olmuştur. İki dünya savaşı arasında yazdığı, büyük ölçüde gerçekçi ve sivri mizah anlayışı taşıyan eserler arasında "İtalya'dan Mektuplar" (1923), "İngiltere'den Mektuplar" (1924), "Bir Cepten Öyküler, İkinci Bir Cepten Öyküler" (1924), "Apokrifler" (1934) ve bir felsefi görececilik üçlemesi olan Güvercin (1933)-Meteor-Sıradan Yaşam (1934) yer alır. Yapıtının doruk noktasını oluşturan ve faşizmin yükselişini felsefi ve keskin bir dille hicvettiği eser, "Semenderlerle Savaş"tır (1936). Bu izlek "Beyaz Hastalık" (1937), "İlk Kurtarıcı" (1937), "Ana" (1938) adlı tiyatro oyunlarında da temel yere sahiptir