Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Siyah İnci
Anna SewellYüksek Puanlı Siyah İnci Yorumları ve İncelemeleri
Yüksek Puanlı Siyah İnci sözleri ve alıntılarını, yüksek puanlı Siyah İnci kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.510 üzerinden
Bir hayvansever olarak bu kitabı okumak zor oldu. Bazı yerlerinde, özellikle hayvanlara işkence yaptıkları yerleri okurken öfkelenmemek elde değil. Sinirden kitabı fırlatasım geldi. Kötü olayların yanı sıra tabii iyi şeylerde oluyor kitapta. Mesela Siyah İnci isimli baş kahramanımız atımızın yeni arkadaşları oluyor ve onların başından geçenleri öğreniyoruz. Siyah İnci'nin bulunduğu yerden başka bir yere satıldığında orası iyiyse seviniyordum falan. Kitapta zaten Siyah İnci'nin başından geçen olaylar anlatılıyor. Kitabın dili oldukça akıcı, zaten birincil ağızdan, yani atın ağzından anlatıldığı için (ilk başta bu durum bana komik gelmişti ama alıştım sonra) okunması kolay oluyor. Kitabın yazarı Anna Sewell, sırf moda olduğu için atlara takılan, özellikle koşum atlarına sabit mengene kayışı takılmasına (bu sabit mengene kayışı atların başını dik tutarak daha güzel görünmesini sağlıyor. Tabii atlar için çok zor durum ve büyük işkence çünkü istedikleri gibi başlarını eğemiyor ve oynatamıyorlar) ve hayvanlara işkence edilmesine büyük öfke duyuyor. Amacının ''insanları atlara şefkat ve saygı göstermeye, anlayışlı davranmaya teşvik etmek'' olduğunu yazmış yazarımız. Keşke herkes bu kadar duyarlı olsa. Ben bu mesajı aldığımı düşünüyorum ve şiddetle Siyah İnci kitabını herkese tavsiye ediyorum. Okuyun, okutturun!
Keyifli okumalar...
Hayvanları gerçekten seviyor muyuz? Onlara gereken değeri ve özveriyi sevgimizle gösteriyor muyuz? Kitabı okudukça kafamda sürekli dönüp dolaşan iki soruydu bunlar. Bu dünyanın sadece biz insanlara ev olmadığını bizimle birlikte bir sürü canlıya ev sahipliği yaptığını hatta ekosistemin onların sayesinde işlediğini tam ama tam anlamıyla kavrayıp,
Kitap bir atın ağzından, atın anıları şeklinde anlatılıyor. Bu kitapla birlikte, atları zaten çok severdim, sevgim bir kat daha arttı. Yazar kendi bacakları rahatsız olduğu için, atlarla çok yolculuk yapmış,gideceği yere atların sayesinde gitmiştir. Bu sebeple atlarla çok içiçe olduğundan,onlara da sempatisinden dolayı ,atların sorunları ile yakınen ilgilenmiş ve kitabında anlatmıştır. Ben keyifle okudum ve tavsiye ederim.
10/10
“Hayvanlara dilsiz diyoruz, doğru dilsizler, neler hissettiklerini söyleyemiyorlar; fakat konuşmamaları daha az acı çektikleri anlamına gelmiyor.”
Hayata iyi bir başlangıçla gelmek ve sonrasında değişen durumlar..
Siyah İnci’nin arkadaşları Zencefil ve Şenbacak..
Siyah İnci’nin sürekli sahibinin değişmesi..
Farklı kişiler ve yaşamlar.. başına gelen talihsiz olayların yanında güzel günlerinin de oluşu..
At panayırları ve orada satılmayı bekleyen hepsinin hikayesi ayrı ayrı olan atlar..
Hayatta olduğu gibi tekdüze yaşam olmayıp iyi ve kötü insanlar.. bunun sonucunda şekillenen olaylar..
Okurken kendimi Siyah İnci’nin yerine koyup at olmuşum ve yaşadıklarını birebir yaşamışım gibi hissettim... Özellikle mengene kayışını anlatan yerler çok üzücüydü. Eser duyguları çok güzel yansıtıyor. Beni gerçekten çok etkiledi. Artık herhangi bir at görsem bu kitapta yazılanlar aklıma gelecek.. İyi ki okumuşum…
Kitap çok iyi şartlarda yetişmiş atımız siyah incinin ağzından anlatılıyor.Herhangi bir atın iç düşüncelerinin anlatıldığı bir kitabın bu kadar etkili olacağını düşünmezdim.
Kitapta derdini anlatamayan ve insanların eziyetine maruz kalmış canlıların olduğu gerçeği yüzümüze vuruluyor ve insanlığımızdan utanıyoruz siyah inci gibi her zaman umut dolu ve görevine canla başla sarılmış bir atın ne durumlardan geçtiğine şahit oluyoruz ama kitapta her zaman iyi insanların da olduğu gösteriliyor.Kitabı okurken eğer evcil hayvanınız varsa onun sizin hakkında ne düşündüğünü merak edip ona daha çok sarılasınız gelebilir
O kadar güzel bir kitap ki...
Başkahraman bir beygir olsa da, anlattıklarında insanlar da bir başkahraman oluyor. Alnında beyaz bir yıldız, sağ bacağında bir beyaz toynak ile gözüken Siyah İnci, Bay Gordon tarafından satın alındığında mutlu bir hayat yaşıyor. Her zaman karakterimize destek veren John Manly, onu az kalsın öldürmeye çalışan Joe Green ve henüz daha on dokuzuna girecek olan James Howard, bir kısrak ve bir midilli... Bunlar her zaman Siyah İnci'ye destek vermiştir. Fakat bu mutlu mesut hayat her zaman böyle devam edemeyecektir.
Soylu, kuvvetli bir atı satın almak isteyenler vardır tabii ki. Bu kitapta çok sevdiğimiz bir kişiyi hiç istemesek de ayrılmak zorunda kaldığımızı anlatıyor. Bunu Siyah İnci ona sadık kalan kişilerin üzücü bahaneleriyle sürekli satılıp başka bir yerlere götürüldüğünü biliyor. Ama hayat hep devam ediyor ve bu güçlü beygirin yaşlandıkça unutamayacağı kişilerle karşılaşıyor.
Hastalığın ölümcül olduğunu öğrenen Sewell, son beş yılında yazdığı bu kitap, atların da birer canlı olduğunu, onlara da insanlar gibi adli davranılmasını istiyor.
Siyah İnci
Siyah İnci' den bahsetmeden önce Anna Sewell'dan başlamak istiyorum. Anna Sewell 14 yaşında bir kas hastalığına yakalanarak yatalak oluyor ve geri kalan yaşamında ise seyahat etmek için arabasını çeken bir ata bağımlı kalıyor. Bundan esinlenerek bir atın otobiyografisini ele alan Siyah İnci'yi ele alıyor. Hayvanlara eziyet edilmesine, onlara kötü davranılmasına ve atlara mengene kayışı takılmasına karşı büyük öfke duyuyordu. Bu kitabı yazmasındaki amaç insanları hayvanlara karşı anlayış göstermesini istemeseydi.
Kitap çok akıcı ve etkileyiciydi. İnsanların hayvanlara karşı bakış açısını değiştiren empati duygusunu geliştiren bir kitap.Uysal bir at olan Siyah İnci'nin hayatına değinen bir kitap. Herkese tavsiye ediyorum mutlaka okuyun hayvanlara karşı bakış açınızı empati kurmanızı sağlayacak bir roman.
10/10
"Ben de derim ki , zalimlik ve eziyet yapıldığını gören herkese müdahale etmek düşer."
"Sadece bilgisizlik mi! Sadece bilgisizlikten, ha! Nasıl sadece bilgisizlikten diyebilirsin? Kötü kalplilikten sonra dünyadaki en kötü şeydir bilgisizlik, haberin yok mu?"
"İnsanlar, 'Ah! Bilmiyordum , köyü bir niyetim yoktu'deyince her şeyin yoluna giriverdiğini sanıyorlar."
"Sana söyleyeyim, bu hayat boyu süren bir haksızlık, hayat boyu hissedilen bir kayıp."
Selaam. Klasiklerin uzun yıllar boyunca nasıl hep sevilerek okunduğunu bu kitapla bir kez daha anladım. Konusuyla, diliyle o kadar tatlı bir kitaptı ki...
Yazarın tek kitabı, bunun için biraz üzgünüm. Çünkü kalemini beğendim. Hele kalemini bir atın ağzından ustalıkla yansıtması beni mest etti. Başka kitapları olsun isterdim.
Siyah İnci, adı gibi güzel bir atın doğumundan yaşlılığına dayanan hikâyesi. Kitap onun tay olmaktan çıkıp yetişkin bir at olunca annesinden ayrılarak yeni sahiplerine yol almasını konu ediniyor. Bu iyi niyetli, uysal, soylu bir atın, bazen iyi bazense kötü sahiplere denk gelmesiyle yaşadığı olayları kendi ağzından okuyoruz. Tanıştığı diğer atlar Zencefil ve Şenbacak da kendi ağızlarından bize hikâyelerini anlatıyorlar.
Yazar atları çok severmiş ve bu yüzden böyle bir eseri kaleme almak istemiş. İyi ki de almış. Altını çizdiğim cümleler, vermek istediği mesajlar, atları bu kadar güzel yazabllmesi çok iyiydi. Hayvanlar konuşamıyor diye hissedemiyor, canları acımıyor veya iyi sözden anlamıyor sanan biz insanlar için tam da okunması gereken bir eser. Onlara yapılan eziyetlere dur demek, farkındalık kazanmak için okuyun, okutun. Her yaştan için kesinlikle önerimdir. Keyifli okumalar.
Daha önce de okuduğum ama tekrar okumam gerektiğine karar verdiğim kitap. Gerçekten ikinci defa okumayı hakeden bir eser. Başka bir canlının gözünden insanoğlunu anlamak eşsiz bir bakış açısı sağlıyor. İfade edilen olayların çoğu insafsızca ve canice. Hayvanları insanlardan yine insanlar koruyacak, bunu net bir şekilde anlıyoruz.
Siyah İnci
Soylu bir at olan siyah incinin, ilk evinden son evine kadar satıldığı evlerde başına gelenler: insanlar tarafından kah sevgiyle kah eziyet görerek yaşadıkları konu edinmiş.
İnsanların atlara ne kadar kaba ve sadece bir mal gibi davrandıkları bir dönemi anlatıyor umarım Ki artık bu zihniyet değişmiştir.
Üslup akıcı konu çok güzel. Asla sıkıcı değil konusu çok akıcı.
Kitapta konuyu, at yaşadıklarını kendi ağzından anlatıyor.
Bana göre kitabı özetleyen alıntı; Hem, çok iyi bir neden olmadıkça tanrının hiç bir kuluna eziyet etmeye hakkımız yok. Hayvanlara dilsiz diyoruz, doğru dilsizler, neler çektiklerini söyleyemiyorlar; fakat konuşmamaları daha az acı çektikleri anlamına gelmiyor.**
Yazar o kadar güzel karaktere bürünmüş ki yazar; sanki bir atın kalbine girmişte, atın duygularını bedenselleştirip bir varlık oluşturmuş gibi.
Ben severek okudum. Atları daha öncede severdim ama şimdi bir at gördüm mü yediği Yemden, bakımının yapılmasına kadar merak ediyorum. Acaba hayatlarından memnunmular seviliyorlar mı diye.
Bir atın duygularını içinde bir insan varmışçasına önemsiyorum artık. Sağduyumu arttıran bir kitap oldu diye bilirim.
Binicilik merkezine gittiğimde gözümün siyah inci araması. Bulduğumda isminin Karayel olması.. kitapta da siyah incinin sahip değiştirdikçe adının değişmesiyle örtüşününce kitabı birebir yaşamam kaçınılmaz oldu