Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasette 35 Yıl 1. Cilt

Süleyman Arif Emre

Siyasette 35 Yıl 1. Cilt Gönderileri

Siyasette 35 Yıl 1. Cilt kitaplarını, Siyasette 35 Yıl 1. Cilt sözleri ve alıntılarını, Siyasette 35 Yıl 1. Cilt yazarlarını, Siyasette 35 Yıl 1. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yapılacak en önemli iş
Bir toplulukta veya bir ülkede yönetimin daha iyi olmasını istiyorsak daha iyi yönetime liyâkat kazanacak şekilde cemiyetin manen, fikren ve ahlaken gelişmesi gerekir. Aksi halde, daha iyi yönetimlere erişmek bir hayâl olur. Çünkü nasıl isek yöneticiler de öyle olacaktır. Halk lisanı ile"Tırhallı, birhallı olacağız" veya başka deyişle; "Tencere yuvarlanır kapağını bulur..."
216 syf.
·
Puan vermedi
Bugün 14 Mays 1990. Hatiralarimi yazmaya basiyorum. Gayret bizden muvaffakiyet Allah'tan. Insallah bu çabalarimiz "hak dava"-miz için, millet ve memleketimiz için hayirl olur. Hatiralarimi yazmam konusunda sevrem bana cok israr etti. "Edi-nilen tecrübelerden bizden sonra gelen nesillerin yararlanmas, ve bazi siyasi olaylara, bizzat içerisinde yasayanlar tarafindan açiklik getirilmesi kaçinilmaz bir vazifedir." dediler. Daha buna benzer haki gerekçeler öne sürdüler. Hatta bazi gazeteciler: "Siz bize anlatin, biz sütunlarimizda tefrika edelim." dediler. Ben onlara: "Nasreddin Hoca'ya sormuslar: Eskiyen aylari ne yaparlar Hoca?" demisler. O da: "Ne yapacaklar, kirpar kirpar yildiz yaparlar." demis. Tipki bu-nun gibi siz gazeteciler de eskiyen politikacilar kirpar kirpar gazete tefrikasi yaparsiniz?" dive cevap vermistim. Bu esprinin ötesinde, milletimizin yasadigimiz olaylar hakkinda daha da bilinglenmesi, siyasi hayatimizin eski tecrübelerin sig altinda…ALINTI
Siyasette 35 Yıl 1. Cilt
Siyasette 35 Yıl 1. CiltSüleyman Arif Emre · Mgv Yayınları · 201543 okunma
Reklam
"Her insanın inandığı davanın, sistemin gerçekleşmesi için millet ve memleketine karşı yapmaya mükellef olduğu, kaçınılmaz hizmetler vardır. Siyasi aksiyon bu hizmetlerin başında gelir."
216 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Siyasetçi, hukukçu, şair, dava adamı gibi bir çok vasfı üzerinde barındıran bir zât Süleyman Arif Emre ağabey. Onun siyaset ve insanlara dair muhtelif hatıralarını okumanın keyfi ve hüznünü artık siz hesap edin. Mevlam gani gani rahmet eylesin inşallah üstadımıza.
Siyasette 35 Yıl 1. Cilt
Siyasette 35 Yıl 1. CiltSüleyman Arif Emre · Mgv Yayınları · 201543 okunma
Eskiden Osmanlı Devri'nde zaptiyeler, silah araması taraması yaparken, aksakallı nurani yüzlü bir hoca efendinin cübbesinin altından bir metre uzunluğunda bir yatağan (pala) çıkmış. Zaptiyeler ayıplamış "Yazık yazık hoca efendi sen de mi böyle yapacaktın. Bu nedir? demişler. - Evlâdım biz ilmiye sınıfındanız, yazı yazarken bazı yanlışlar oluyor da onu bununla kazıyoruz.. - Aman hoca efendi o sizin dediğiniz işi yapmak için üç santimlik bir kalemtraş bile kafi gelir, buna ne hacet var? -Evlâdım bazen öyle büyük yanlışlar olur ki ancak bu pala ile kazınabilir.
Sayfa 223Kitabı okudu
Gerek kendi gerekse karşı görüşte olanların kaynaklarına göre Siyonizm'in menşei, muharref Tevrattır. Muharref (değiştirilmiş) Tevrat'a göre Yahudiler üstün ırktır. Dünyayı idare etmek hakkına sahip yegane millet kendileridir. Hatta bir kimse Yahudi dinine girmeye karar verse kendi ırklarından olmadığı için giremez. Bütün ülkeler ve krallar kendile rinin köleleri olacaktır. Arzı mev'ûd kendilerinin tabii vatanıdır. Yani vadedilmiş topraklar. Nil Vadisi'nden, Fırat Vadisi'ne kadar uzanır. Bu hudut son yıllarda İstanbul'da Beykoz'un ilerisindeki Yûşâ tepesine kadar uzatılmıştır. Bütün bu saha, kıyametten önce kurulacak bütün dünyaya hükmedecek olan bü yük Yahudi İmparatorluğu'nun ana vatanını teşkil edecektir. Kendileri ile diğer dinlere mensup olanlar arasında kesinlikle eşitlik söz konusu olamaz. Mesela faiz almak kendi aralarında caiz değilse de, kendilerinin başka milletleri istismar için başta faiz almak üzere bütün benzeri istismar vasıtalarını kullanmaları caizdir.
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
Nasreddin Hoca, dağda odun keserken bastığı dalın kök tarafına baltayı vuruyormuş. Oradan geçen köylünün biri, "Bre Hoca yaptığın iş yanlış, kök tarafına baltayı vurursan dal kırılır, sen ağaçtan düşersin" demiş. Hoca dinlememiş ağaçtan düşmüş. Koşa koşa köylüye yetişmiş, "Yahu sen ne akıllı adamsın, benim ağaçtan düşeceğimi bildin, ne zaman öleceğimi de bilirsin elbet. Bunu da söylemeden seni bırakmam. Köylü Hoca'nın elinden kurtulmak için ona bazı şartlar söylemiş. "Bu şartlar gerçekleştiği takdirde sen öleceksin." Odunu yüklemiş kasabaya gelirken, köylünün söylediği şartlar gerçekleşmiş, hoca da öldüğünü kabul ederek upuzun yola uzanmış. Bu esnada bir kurt gelerek sahipsiz kalan merkebi evire çevire yemeye başlamış. Hoca yattığı yerden başını kaldırarak: -Ye bakalım ye, ölmüş adamın eşşeğini yemek kolaydır. Ben sağ olsaydım bunu sana bırakmazdım demiş. Biz kendimizi hoca gibi ölmüş farz edersek temel insan hak ve hürriyetlerimizi, elmizden alacak kurtlar eksik olmaz. Şâirin dediği doğrudur. Sahipsiz olan vatanın batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır... Tabii haklarına sahip olamayan vatanına da sahip olamaz.
Sayfa 196Kitabı okudu
Hamd, Allah'a mahsustur, (O'na hamdederim). O Allah ki Halik'tır her şeyi o takdîr eder. Bârî'dir, takdîrine uygun şekilde îcâd eder. Musavvir'dir, yarattığı şeyleri en güzel bir tertipte sûretlendirir. Azîz'dir saygılıdır. Herkes O'na muhtaçtır, fakat O'na erişmek zordur. Cebbâr'dır kahr u galebe
Sayfa 417Kitabı okudu
Önce İsmet Paşa, Milli Nizam'in kuruluşunu haber veren gazetecilere: -İyi olmuş, parti kurdukları, bakalım 50 sene sonra oranları % kaça düşmüş öğreniriz demişti. Ama daha sonra, Trabzon'da, Hatay'da ve hatta yarım asırlık CHP kalesi olan Malatya'da kendi seçmeninin ve partisinin mahalli direği durumunda olan nüfuzlu kimselerin Nizam'a geçtiğini duyunca şaşırmış, o meşhur beyanatını vermişti.: - Bir mühendis efendi çıkmış, İmâmı Gazâli'yi ve İmâmı Rabbani'yi okutacağız diyerek, iktidara geleceğini ümit ediyormuş. Böyle şey olmaz, deyivermişti.
Sayfa 192Kitabı okudu
(Erbakan hocanın Milli Nizam Partisi kurulurken yaptığı parti büro açılışlarından bahisle) Gelen haberlere göre Hoca'nın yaptığı iş şöyle yürüyordu: Bir ile gidiliyor, önce bir salon veya açık hava sineması bir geceli ğine kiralanıyor, belediye hoparlörü varsa onunla yoksa beş on lira karşılığında tutulan bir dellal marifetiyle halka
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
Demokrasi Her Derde Deva Değildir Kirazlıdere misafirhanesinde birlikte ikamet ederken, Şener Battal Bey, uyku mahmurluğu ile yatağından doğruldu. Arkadaşlar ben acaba uyudum mu, uyumadım mı, yani abdestim var mı yok mu, tereddüt içindeyim diye bize sual açtı. Ben de arkadaşlar demokraside her me seleye çözüm yolu vardır diyerek, oylamaya
Sayfa 181Kitabı okudu
Parti programının 5. Sahifesinde partinin ana gayesi şöyle ifade ediliyordu: 1- Partimiz, milletimizin fıtratında mevcut olan yüksek ahlak ve faziletin, kuvveden fiile çıkarılmasını, inkişafını ve cemiyetimize nizam, huzur, içtimai adalet ve vatandaşlarımıza saadet ve selamet getirmesini gaye edinmiştir. 2- Partimiz, milletimizin manevi kalkınma yanında, müsbet ilimlerde ve teknikte taklitçilikten kurtulmuş, yapıcı, keşif ve icad edici gerçek bir inkişafa ve her sahada büyük şahsiyete erişmesini gaye edinmiştir. 3- Partimiz, milletimizin geçirdiği büyük tarihi tecrübeler, kazandığı olgunluk sayesinde, milli ve manevi değerlerimize halel getirmeden, demokratik hukuk nizamı içerisinde, manevi ve maddi kalkınma hareketlerinin, basiretli ve isabetli bir sentezini yapacağını ve bu suretle beşeriyete ışık tutacak, refah ve saadet getirecek, yeniden dünyaya örnek üstün bir medeniyet kuracağını kabul eder ve bu büyük gayeye erişmek için vatandaşlarımızı hizmete çağırır.. Görüldüğü gibi bu maddelerde, cihanşümul bir medeniyet kurma hedefi gösterilmiştir. Bu hedef bilhassa, sosyalizmin ve kapitalizmin iflas ettiği, şu içerisinde yaşadığımız devrede ehemmiyetini bir kat daha artırmış bulunmaktadır. Diğer siyasi partilerin, ille de Batı'lıların peşinden gideceğiz, onlar bataklığa batsalar biz de batacağız, şeklindeki saplantısından insanlarımızı kurtarmak, hem milletimizin hem bütün insanlığın kurtuluşu için örnek bir kalkınma modeli gerçekleştirmek ancak böyle bir hedefe doğru azimle imanla yönelmekle mümkün olabilir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Paşa Dede'nin mütalaası: Bayburtlu 90 yaşına yaklaşmış mühim bir zat. Eski Demokrat Parti'li birçok milletvekilinin bu arada bizim arkadaşımız eski Gümüşhane Milletvekili Ekrem Ocaklı Bey'in tanıdığı ve hürmet ettiği tecrübeli ve alim bir insan. Ankara'da misafir olduğu eve gittik bazı arkadaşlarla. Fikrimizi açıp sualimizi sormadan doğrudan o mevzuya girdi: -Beyler milletimizin istikbalini kurtarmak siyasetle mümkündür. Takva devri geçmiştir, fetva devri geçmiştir, devir siyaset devridir. Şimdi bunları izah edeyim: Takva devri geçmiştir derken, herkesin dinimizin icaplarına uymasına gerek yoktur demek istemedim. Demek istediğim, herkes zühtlü takva sahibi olsa bile sadece bununla millet manen ve maddeten kalkınamaz, kurtarılamaz. Fetva devri geçmiştir, demekten maksadım, fetvalar hükümsüz kalmıştır manasına gelmez, ama gördüğünüz, bildiğiniz gibi, kim kime fetva verecek? Kim riayet edecek? Devir siyaset devridir diyorum. İşlerimiz ancak sizin gibi dürüst, temiz, idealist gençlerin siyasete atılmasıyla, idareye yön vermesiyle düzelebilir. İyi insanlar siyasetle uğraşmaz sözü, mukallit sözüdür. Hükmü yoktur, iyi insanlar bu işlerden uzak kalırsa, işler ehil olmayanlara bile bile terkedilmiş olur. Bu ise hatadır. Ah keşke ben de sizler gibi genç olsam da, sakalımı keserek aranıza katılsam, bu yolda yapılacak hizmetlerin sevabından ben de payıma düşen hissemi alabilseydim. Allah'ın sevgili kullarını bizim gibi kimseler arasında değil, bundan böyle genç arkadaşlarınız arasında arayınız.
Sayfa 174Kitabı okudu
(Milli Nizam Partisi kurulurken bazı âlimlerin rey, görüş ve kanaatleri.) M. Zâhid Efendi'nin görüşleri: Kendisini, Fatih'teki evinde ziyaret etmiştik. Çevresinde münevver mevki ve isim sahibi profesörlerden, genel müdürlerden tutunuz da cemiyetin bütün kesimlerinden olgun bir topluluğun hürmet ve sevgisine mazhar olmuş bir kimse idi. Temel ahlâk nizamına dayalı, milli görüşümüz istikametinde aksiyona geçmek üzere bir siyasi parti kurmak fikrinde olduğumuzu anlattık ve tavsiyelerini rica ettik. Cevap olarak önce uzun tarihi malumat verdi. Ve netice olarak: -Sultan Abdülhamid Han'ın tahtan indirilmesinden sonra ülkenin yönetimi batı taklitçiliği yapan masonların eline geçmiştir. Bunlar bir azıntıktır. Milletimizi temsil edemezler, yönetimin milletimizin gerçek temsilcilerine geçmesi için kanunların müsaadesi içerisinde siyasi parti kurarak çalışmanız kaçınılmaz bir tarihi vazifedir. Bu teşebbüse katılın ve eğer arkadaşlarınız istiyorlarsa bu işin başına geçin. Çalışmaya başlayın. Şimdiye kadar geç bile kalınmıştır."
Sayfa 173Kitabı okudu
Hoca Konya'lı değil. Babası Adana'nın. Kozan İlçesi'nden, meşhur Kozanoğlu Sülâlesi'nden. Annesi Sinoplu. Konya'da Hoca'nın aşireti veya toplu oyu da yok. Veya böyle sabit oy sahipleriyle angajmanı da yok. Orada valilik, memurlukta yapmamış. Bütün bu şartlara rağmen Konya'dan aday olabiliyor. Ülkemizde cari, normal, klasik siyasi mantık kaidelerine vurulduğu takdirde bu adaylık nafile bir uğraştan ileri geçmemesi gereken, fantezi bir havesten ibaret sayılabilir. Fakat maşallah Hoca işe öyle bir azimle girişti ki, "Ya o beni, ya ben onu" diyerek seçim kampanyasına başladı. Fevkalade bir organizasyon ve aksiyon. AP'yi ve CHP'yi aşan bir hamle. Onun için bu gün zayıf teşkilatların mazeretlerini biz makul görmeye çalışıyoruz da Hoca mazur görmüyor. Çünkü defterinde böyle bir fasıl yok. "Olmaz, kabul etmem, çalışacaksınız, çalışırsanız mutlaka başarırsınız. Önce başaracağınıza siz inanmalısınız. Bir kişi bir il demektir."
Sayfa 170Kitabı okudu
75 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.