Adalet ancak hak ve adalete kalbiyle, ruhuyla inanan, iman getirmiş olan insanların, kadroların gerçekleştirebileceği bir mukaddes idealdir.
"Zulmün topu var, güllesi var, kalası varsa, hakkın dönmez yüzü, bükülmez kolu vardır"
Diyenler ancak mazlum milletlerin ezilen insanlarını kurtarmak için yılmadan dönmeden, hayatları pahasına koruyabilirler. Bu uğurda savaşırlar.
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç, git diyemem aldırırım Çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım.
Derler ve sonuna kadar hakkın, haklının ezilenin, mazlumun yanında yer alırlar. Ne yapayım benim sistemim iflas etti, biraz da kapitalist olayım demezler. Sporcu gibi menfaati hangi spor kulübünde görürlerse o tarafa transfer olmazlar. Bunu yapabilmek için de hakkın ve adaletin ezeli ve ebedi olduğuna yürekten iman getirmiş olmak gerek. Gelip geçici fani bir kavram olarak değil, adalete ebedi ve ilahi bir kavram olarak inanmak gerekir. Şartlar ve gelişmeler bugün için hangi istikamete yönelirse yönelsin, yeryüzünden sömürüyü, zulmü, haksızlığı yine bizim insanlarımız kaldıracaktır. Kaldırmaya Allah'ın izniyle muktedir olacaktır.