Parmaklarının katılaştığı ve çalmanın zorlaştığı bir yaşta; 50 yaşında viyolonsel çalmak istedi. “Bir erkeğin ağlayışıdır” denen ve insan sesine en yakın sesleri veren viyolonsele karşı özel bir ilgisi vardı. Öyle ki, Türkiye’ye dünyaca ünlü bir viyolonselist geldiğinde bütün işini gücünü erteleyip konserine gidiyordu. Tutkunu olduğu viyolonseli daha yakından tanımak istiyordu.