Şizofren
John KatzenbachŞizofren Gönderileri
Şizofren kitaplarını, Şizofren sözleri ve alıntılarını, Şizofren yazarlarını, Şizofren yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'' Bilmece gibi , '' dedi Lucy. '' Ama er ya da geç cevaplanması gerek. Sence bana bu yanıtı sen bulabilir misin , Francis? ''
Pek açıkgöz bir çocuğa benziyor. Annesinin kollarında tünediği yerden dünyaya , bir üniversite hocasının dikkatli gözleriyle bakıyor.
Eğer deliyseniz , sessizlik bazen sis gibi olur. Sıradan , gündelik şeyleri , bildik görüntüleri ve sesleri gizler , her şeyin biçimini bozar , her şeyi gizemli hale getirir. Sık sık geçilen bir yolun sis yüzünden aniden sağa viraj yapıyor sanılması , fakat o esnada beynin , yolun dümdüz gittiğini haykırması gibidir. Delilik , o şüphe anına benzer biraz. Gözlerime mi , hafızama mı inanayım bilemem , çünkü ikisinin de aynı sinsi hataları yapma riski vardır.
'' Hepimiz bizden isteneni yapıyoruz. Hepimiz , tarihin koca sahnesinde bir role çıkıyoruz. Önemsiz insanlar önem kazanıyor. Küçük anlar büyüyor. Ufacık bir karar bile büyük zaman akışlarını etkileyebiliyor. ''
O an üstüne abanan klostrofobiden kurtulmak için omuz silkti.
Bir şeyi anlamıştı : Dış dünyada biri yardım istediğinde , bu çağrıyı duyan kişi , eyleme geçme görevini üstlenmiş olurdu. Temel medeniyet kuralı , diye düşünüyordu.
'' Bizi buraya hep beraber atmış olsalar da aslında yapayalnız olduğumuzu anlamanız faydalı olur , bayan Jones , '' dedi. '' Başka herhangi bir yerde olabileceğinizden daha yalnızız. ''
Asıl söylemek istediği ise Dünyanın herhangi başka bir yerinde olabileceğimizden daha yalnızız idi.
Galiba burada herkes , gerginlik yüzünden çıkarılan seslere alışık. Yani biri ' İmdat! ' diye bağırsa... '' Durakladı , sonra lafını bitirdi : '' ... başka biri imdat istediğinde ne oluyorsa o olurdu. ' Adam öldürüyorlar! ' diye bağırsa ya da çığlık atsa , çok olağandışı bir şey olarak görülmezdi. Hem , hiç kimse de gelmez zaten Bayan Jones. Ne kadar korkarsanız korkun , ne kadar zorlanırsanız zorlanın , kimse dönüp bakmaz. Burada kendi kabuslarınızla kendiniz baş edersiniz. ''
İçinin derinliklerinde , kendi seslerinin gümbürdediğini duydu. Anlat! diye bağrışıyorlardı. Anlat ona!
Cehennemden kopmuş bir parça olan bu yer sanki aniden normale dönmüş , iyilikle dolmuştu.
Bunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor ama yaşadığımız mini krizi uzatıyorsunuz. Dolayısıyla , öngörülebilir gelecekte , arttırılmış güvenlik durumunda olacağız. hapishanelerin koğuş hapsi gibidir biraz , ama tabii buraya uygun bir biçime getirilmiş. Etkilenen hastaların durumu dengeye kavuşana kadar , hastanede dolaşım kısıtlanmıştır.
'' O iri yarı , ben ufak tefeğim diye , ikimizin de aklına aynı büyük fikirler gelmiyor sanmayın. Yok ham'fendi , insanın fikirlerinin tipiyle alakası yoktur. ''
'' Buradaki işler hakkında bilmeniz gereken tek bir şey var. ''
'' Neymiş o? ''
'' Şey Peter'la C-Bird de benim kadar anlatır isterseniz , ama sadede gelecek olursak ; bu hastanenin bütün olayı işleri sorunsuz yürütmektir. Farklı şeyler , olağandışı şeyler - eee , milleti gerer. ''
'' Hastaları mı? ''
'' Evet , hastaları. Hastalar gerilince de , çalışanlarda gerilir. Çalışanlar gerilirse , yöneticiler de gerilir. Durumu çaktınız mı? İnsanlar her şey sorunsuz olsun istiyor. Herkes öylesini yeğliyor. Deliler de , yaşlılar da , gençler de , akıllılar da. Fakat bence siz bu sorunsuz gidişe katkıda bulunmayacaksanız Bayan Jones. Hatta , tam tersini yapacağınızı tahmin ediyorum. ''
'' Ee , '' diye devam etti Peter , '' Nereden başlayalım , Bayan Jones? ''
Lucy hemen '' Buradan , '' dedi. '' Suç mahallinden. Cinayetin işlendiği yeri kafamda oturtmam gerek. Sonra hastanenin tamamının yapısını anlamalıyım. ''
'' Tura mı çıkalım? '' diye sordu Francis.
'' İki tura , ' diye yanıtladı Peter. '' Birinde buraları '' - bu sözü üstüne binayı işaret etti - '' İkincide de
buraları '' - bunu söylerken de , şakağına hafifçe vurdu - '' keşfetmeye başlayacağız. ''
Lucy'de , önündeki yüksek zirveyi inceleyen bir insan hali vardı : Şüphe ve kendine güven karışımı.