Bu sayıda stigmadan, Türkiye ve psikiyatri ilişkisinden, Lacan ve antipsikyatriden, The Fisher King filminden bahsediliyor. Küçük İskender de kısa bir yazı yazmış ama çok güzel.
Genel olarak Türkiye'de otokrat yapıdan, güce bağımlılıktan bahsedilen bölümü değerli buldum. Ayrıca Türkiye'de genelde gerçekçi eserler yazılması konusundaki tespit de çok iyiydi. Etrafımızdaki tüm ülkelerde gerçeküstü edebiyat bizdekinden daha çok gelişmiştir.Ama yavaş yavaş değişiyoruz sanki. Dergide de bahsedilen yaşayamadığımız rönesansın tam da şu sıralar yaşandığını düşünüyorum. Ne diyelim, geç olsun güç olmasın.