Yaşasın nefes kesen tarihi kurgular. Ben bunlara bayılıyorum. Sophie Jordan'ı da daha yeni keşfettim fakat gerçekten etkileyici bir kalem. Ufak bazı editör ve çeviri hataları göze çarpıyordu. Hikaye konu olarak farklıydı bu güzel bir ayrıntı oldu, ayrıca yazarın anlatışı inanılmaz tutku dolu. Türü sevenler kaçırmasın.
Evelyn uzun zaman önce itibarını, özgürlüğünü ve gerçek aşk umutlarını feda etmiş kız kardeşinin gayri meşru çocuğunu kendi çocuğu gibi sahiplenmiştir. Bir erkeğe dokunmadan dul bir kadın kimliğine bürünüp gözden uzak yaşasa da anneliğin her şeye deydiğinden emindir. Fakat bir gün bir yabancı çıkıp gelir. Oğlunun, babasının kuzeni olduğunu söyleyen bu etkileyici adam bütün hislerini karıştırır. Ölen kız kardeşinin kimliğine bürünmüş olması işleri içinden çıkılmaz bir hale sokar. Spencer bir Vikont olmak için yetişmemiştir ama şimdi buna mecburdur. Savaşta kollarında ölen kuzeninin oğlunu sahiplenmeye kararlıdır. Kuzeninin sevdiği kadın olduğunu düşündüğü kadına karşı duyduğu arzu hiç beklemediği bir teklif yapmasına neden olur. Bir bir açığa çıkan sırlar ilişkilerini zora soksa da ikisi de bir yolunu bulmaya kararlıdır.
"Pekala," diye devam etti. Sesi garip bir şekilde kalındı. "Eğer sana sahip olamayacaksam benden uzak dur. Seninle kovalamaca oynamaktan yoruldum."
Onu baştan çıkaran şeylerden kendini uzaklaştırmak, inşa ettiği kağıttan kuleyi yıkılmaktan alıkoymak için, "Beni eve gönder," dedi.
Genç adam buz gibi bir bakışla, "Evdesin," dedi.