...Hokkanın içindeki ham ipek ipliklerinin üzerine oturan kalemin ucu,simsiyah mürekkeple buluşunca sanki yıllarca birbirini görmeyen iki aşığın sarmaş dolaş olması gibi birbirlerine dolandılar.Ya da mürekkebi bulan kalem,Sahra çöllerinde günlerce susuz kalan bedeviydi de,şimdi kana kana içtiği mürekkep onun vahasıydı.