Öne Çıkan Sosyal Bilimlerin Mantığı Üzerine Gönderileri
Öne Çıkan Sosyal Bilimlerin Mantığı Üzerine kitaplarını, öne çıkan Sosyal Bilimlerin Mantığı Üzerine sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Sosyal Bilimlerin Mantığı Üzerine yazarlarını, öne çıkan Sosyal Bilimlerin Mantığı Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilginin kaynakları her zaman kirlenmiştir, kökenlerine giden yol saptırılmıştır. Bu yüzden bilginin kökeni sorusunun yerine bilginin geçerliliği sorusu konulmalıdır.
Habermas okumanın güçlüğünü bilenler açısından zor ve zevkli bir eser fakat Habermas okumanın güç olduğunu bilmeyen okuyuculara özellikle hatırlatmalı ki bu metin gerçek anlamda okunması zor ve anlaması çok güç bir yapıt.Ancak Habermas'ın kendine özgü yorumlarını iyi gözlemlenebileceği temel yapıtlardan biri.
Bilginin kaynakları her zaman kirlenmiştir, kökenlerine giden yol saptırılmıştır. Bu yüzden bilginin kökeni sorusunun yerine bilginin geçerliliği sorusu konulmalıdır.
Böylelikle arı kuram görüntüsü modern deneyim bilimlerinin özanlayışında bile korunabilir. Platon’dan Hegelľ’e kadar klasik felsefede, kuramsal düşünüş, gereksinimsizlik gereksinimine dayanan bir dalınç (Kontemplation -ed.n.) olarak kavranılmıştır. Analitik bilim kuramı bu geleneği sürdürerek, hâlâ aynı düşünüşte diretmektedir: bilimsel araştırma süreci hangi yaşam bağlamından kaynaklanırsa kaynaklansın, deneyimbilimsel önermelerin geçerliliği açısından, antik Yunanların tüm doğru kuram için öne sürdükleri gibi, tüm yaşam ilişkilerinden bağımsızlaşmış, praksisten de bir o kadar kurtarılmış olmalıdır. Tam da bu sürecin klasik varsayımları üzerinde, klasiklere yabancı gelecek bir postula: değerden bağımsızlık istemi, kurulmaktadır. Aslında bu postula, içkin eleştiri yoluyla modern bilimlerin toplumsal çalışma sistemiyle, bizzat kuramın en iç yapılarının içinden geçen ve neyin empirik olarak geçerli olması gerektiğini belirleyen bir bağlantılarının olduğu kanıtlanırsa tehlikeye düşer.
Çeşitli simge sistemleri, eşit ölçüde bir perspektivist doğruluk iddiasında bulunur; bilim, özgül doğruluk önceliğini yitirir; felsefe bu önceliği, düşünsemeli olarak sınırlayarak, kendine saklar. 'Doğru' bilgi bundan böyle artık serimlenenin görülmesinden değil, simgesel serimlenenin aşkınsal koşulları açısından olanaklıdır.