Sosyalizm Asıl Şimdi
Attila İlhanSosyalizm Asıl Şimdi Gönderileri
Sosyalizm Asıl Şimdi kitaplarını, Sosyalizm Asıl Şimdi sözleri ve alıntılarını, Sosyalizm Asıl Şimdi yazarlarını, Sosyalizm Asıl Şimdi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Uluslararası Türk Kültür Örgütü kurulmalıdır."
Sayfa 263Kitabı okudu
"Her Zaman Olması Gereken..."
"Sosyalist harekette birlik esastır. Bir avuç kumu bir pencereye atsan savrulur, dağılır gider ama onu bir torba içine koyup fırlatsan, camları kırar..."
Sayfa 36Kitabı okudu
" Sistem"( ABD) "yurttaş"'tan nefret eder; çünkü yurttaş hakkını arayan, hesap soran bilinçli bir sosyal birimdir; " Sistem' in hoşlandığı ve çoğaltmaya çabaladığı tip, ahmak ve gösteriş budalası "tüketici" tipidir; Özal ve sonrası, ögretimden çalışma hayatına kadar her alanda, bu amaca yöneldi; Türkiye bütünüyle politikadan soğutuldu, ama özellikle işçi sınıfı ve gençlik yozlaştırıldı.
Sosyalizme, işçiler, köylüler, yoksul orta sınıf halk değil; "alafranga", nispeten tuzu kuru kesimler ilgi gösteriyordu: Sanatçılar, aydınlar, üniversiteliler, hatta bazı orijinal sosyete mensupları! Böyle bir alakanın, gerçek bir parti tabanı oluşturamayacağını, sosyalistlerimizin ne yazık ki çoğunluğu görememiş; Türkiye'deki herhangi bir sosyalist hareket için zorunlu olan toplumsal platformu, -Aybar'ı TİP'i hariç" oluşturamamıştır.
Sosyalist solun bölünmüşlüğü, ve liderlerin birbirini karalaması, sosyalistlere mahsus bir zaaf olmaktan çok; ülkenin henüz gerçek anlamda aydın politika üretememesinin; bir de, aydınlarımızda görülen büyüklük( aslında aşağılık) kompleksinin bir sonucudur.
Sosyalist bir parti olarak Türkiye İşçi Partisi\TKP 1960'lı yıllarda Türkiye'nin üçüncü partisi olarak belirince; 1935'den beri "totaliter", basbayağı "faşizan" bir parti olan CHP, ansızın "ortanın solunda" olduğunu keşif ve ilan etmiş, sosyalistleri, o zaman yasa dışı olan aşırı sola itmiştir. Bir bakıma yapılmak istenen hala odur.; solu,tatlısu solcularının kontrolünde tutma, gerçek sosyalistlerin yurt çapında iktidar alternatifi bir siyasi güç olarak meydana çıkmasını engellemek! Bu konuda, aralarındaki iktidar kavagası ne olursa olsun merkez sağ( ANAP, DYP) ile merkez sol(SHP,DSP,CHP) mutabıktır.
Doğu Almanya durumu söyle özetler" Hangisi daha kötü bilmiyorum: eskiden paramız vardı, satın alacak mal yoktu; şimdi mal çok ama alacak paramız yok
...totaliterliğin daniskası bu: Bireye devlet, devlete parti hükmediyor; hiç kimse kendi hayatını yaşamıyor, nomenklatura' nın sana uygun gördüğünü yaşamak zorundasın, onun sana bulduğuysa elbet çıkarlarına en uygun olanı: Ben sana bir şey diyeyim mi totaliter komünistlik, insana kendi hayatının sorumluluğunu vermediği için çökecektir...
Gorbaçov darbe sonrası anılarında " Stalin' ciliği tarihe gömmeden, sosyalist düşünceyi gerçekleştirmenin sözü bile edilemez: insanlara kendi hayatlarının sorumluluğunu vermemiz gerek!" diye yazmıştır
Sovyet toplumundaki bastırılmış özgürlük özlemlerinin rayından çıkması, Batı'nın Garboçov' a dürüst davranmaması! Sovyet halkı nomenklatura toplumundan öyle bezmiş, öyle acı anılarla yüklüydü ki, artık -demokratik de olsa- sosyalist bir gelecek projeksiyonu yapmak istemiyor; liberal kapitalist modeli( süpermarketler toplumu) ideal olarak görüyordu; tüketim arzusu, refah isteği o kadar yoğundu ki, yeniden yapılanmayı gereksiz hızlandırdı, yani olumsuz etkiledi.
TBKP lideri Haydar Kutlu, bir sohbette, " alışılmadık" itiraflarda bulunmuş, demiş ki:
Geçmiş yıllarda biz yanıldık, Moskava' yı kraldan fazla kralcı tutumla destekledik. Batıdan alınan şabloncu stratejilerimiz, temeldeki yanlışımızdı; sosyalistler Türkiye' de kendi tarihinden yararlanamadı; biz geçmişte politika değil, propaganda yaptık; gerçek nedenler yerine, kendi yarattığınız nedenler vardı, bunlara inandık...
Şu bizim partilerimizin su içer gibi kurulup bölünmesi var ya, yahu bu, mezhep ve tarikatlarımızdaki alışkanlığınızdan geliyor:Dünkü tilmiz, külahın rengi ya da postun yerini değiştirdi mi, oluyor sana mürit: Al yeni bir tarikat daha.
Gel gör ki gerçekte işçilerimiz, sosyal dayanışma ve siyasi örgütlenme yollarını arayacaklarına, meyhane ya da camiye sığınmayı yeğliyorlar. Tabi çoktan işadamlığına soyunup, " köşeyi dönmeniin" çaresini bulamadılarsa!
CHP, usulen sosyal demokrat etiketini edinmiş olan bu eski bürokrat partisi; tabanındaki gerçek toplumculuk eğilimlerini yönetim kadrolarından uzak tutarak sade suya tirit bir reformculuğu savunuyor ya; asıl mayası, İnönü döneminde kalma komprador ilericiliğidir; bununsa, üstyapısal bir çağdaşlaşma modelini, her zaman, altyapısal bir dönüşüme yeğlemek demek olduğunu biliyoruz: Koca Reşit Paşa' dan beri böyle gelmiş böyle gidiyor.
Marks'ın yöntemi ne kadar doğruysa, bulduğu toplumsal yasaların çoğu ne kadar geçerliyse; bunların uygulanması sırasında, yanlışlığı meydana çıkaranlar, düpedüz sırıtanlar, o kadar da çok. Bu yöntemin doğruluğunu kuşkuya düşürür mü, sanmıyorum; koşulların değişmesiyle, uygulamaların yetersiz kalması; ya da uygulayıcıların, toplumsal ve insancıl kuşkuları yeterince ciddiye alınamaması yüzünden ileri gelen bir şey.