Öne Çıkan Subliminal kitaplarını, öne çıkan Subliminal sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Subliminal yazarlarını, öne çıkan Subliminal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
subliminal
1- bu ve benzeri kitaplar adeta bir bilgi bombardımanına tutuyor sizi. çok şey öğreniyorsunuz ancak bu çok şeyle ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. dolayısıyla bu çok güzel kitaplarla olan sıkıntı söylenenlerin nasıl hayata geçeceği ve bunlarla neler yapılacağıdır. sanırım hazmedebilmek için araya bir zaman girdikten sonra bu tür kitapları bir daha okumak ve üzerine düşünmek iyi olabilir.
2- öte yandan yazarın yapmaya çalıştığı esprilerden bazıları çok soğuk olsa da bazen de sizi gülümsetebiliyor bazı yerlerde de kahkaha atabilirsiniz
3- tabii boş zamanlarda da telefondan okuduğum blink ve sevginin ve şiddetin kaynağı gibi kitaplar da bu kitap ile iletilmek istenen mesajları pekiştirip, derinleştiriyor. aynı anda veya art arda bu ve benzeri kitaplar okumak biraz sürekl tekrar olabilmesi nedeniyle sıkıcı, biraz daha iyi anlamak açısından güzel.
4- aklıma sürekli gelen şey şu oldu: nasıl olur da mevlana bütün bu anlatılanların pek çoğunu bir kaç satırda anlatabildi?
"dostum sen düşünceden ibaretsin.
gerisi et ve kemiktir.
gül düşünürsen gülistan,diken düşünürsen dikenlik olursun."
(kaynak yok c. rumi'ye ait diye okumuştum.)
🥲🥲
SubliminalLeonard Mlodinow · Okuyan Us Yayınları · 2018228 okunma
Ressam Salvador Dali Bir keresinde şöyle demişti: "Her sabah uyandığımda son derece büyük bir haz duyuyorum ve hayran hayran soruyorum bu Salvador Dali Acaba bugün ne gibi olağanüstü şeyler yapacak?" Dali tatlı bir adam yahut tahammülfersa bir egomanyak olabilir fakat geleceğine bu aşırı ve arsızca iyimser bakışının harikulade bir tarafı var.
Bilinçdışı; işlev görebilmemiz ve hayatta kalabilmemiz için gereken temel gereklilikleri yerine getirebilelim, dış dünyayı algılayabilelim ve güvenliğimizi sağlayacak şekilde karşılık verebilelim diye, evrim sürecimizin daha erken dönemlerinde gelişmiştir. Bu bütün omurgalıların beyinlerinin standart altyapısıdır; oysa bilinç zorunlu olmayan bir özellik olarak değerlendirilebilir. Gerçekten de insan dışındaki çoğu tür bilinçli sembolik düşünce kapasitesine pek az sahip olarak yahut hiç sahip olmayadan hayatta kalabilme yeteneğine sahiptir ve kalır da; oysa bilinçdışı olmadan, hiçbir hayvan varlığını sürdüremez.
Bazı bilim insanları sosyal etkileşime duyulan ihtiyacın, insanın üstün zekasının ardındaki itici güç olduğuna inanmaktadırlar. Ne de olsa dört boyutlu, bükülmüş çok katmanlı bir uzay-zaman içinde yaşadığımızı idrak edecek zihinsel kapasiteye sahip olmak iyi bir şeydir, fakat ilk insanların hayatı en yakın suşi restoranının yerini tespit eden GPS cihazlarına bağlı olmadığından, bu tür bilgileri öğrenme kapasitesi, türümüzün varlığını devam ettirmesi açısından önemli değildi ve bu nedenle beynimizin evriminin ardındaki güdü değildi. Öte yandan, sosyal işbirliği ve gerektirdiği sosyal zeka insan türü olarak hayatta kalmamız açısından kritik önem taşımaktaydı. Diğer primatlar da sosyal zeka gösterirler ama onların sosyal zekasının boyutları bizimki kadar değildir. Onlar daha güçlü ve daha hızlı olabilirler ama bizler birleşip grup oluşturmak ve karmaşık faaliyetler esnasında eşgüdüm içinde hareket etmek gibi bir üstünlüğe sahibiz. Sosyal olmak için zeki olmanıza gerek var mı, karşılıklı sosyal etkileşimde gereken doğal yetenek ihtiyacı “yüksek” zekamız geliştirmemizin nedeni ve genel olarak bu zekanı zaferi diye kabul ettiğimiz bilim ve edebiyat yalnızca bunun yan ürünleri olabilir mi?
"Hepimiz ruhumuzun kaptanı olduğumuzu, denetimin bizde olduğunu düşünmeyi severiz ve öyle olmadığımız düşüncesi son derece korkutucudur. Aslına bakarsanız psikoz dediğimiz budur; gerçeklikten koptuğunuz, kontrolün elinizde olmadığı duygusu ve bu bütün insanlar için çok korkutucu bir duygudur."
Steve Jobs'un dediği gibi, "Noktaları ileriye bakarak birleştiremezsiniz; noktalar ancak geriye doğru baktığınızda birleşir. Bu yüzden gelecekte, yol boyunca noktaların bir şekilde bağlanacağına güvenmeniz gerekir."
Ayak parmağınızı çarptığınızda duyduğunuz acıyla, ilgi gösterdiğiniz biri tarafından küçümsenmenin verdiği acının beynimizde aynı alanı paylaşması büyüleyici bir durumdur.
Güdülenmiş muhakeme bilinçdışı olduğundan; insanlar gerçekte kendi çıkarlarına hizmet eden kararlar verirken bile, önyargılardan yahut kendi çıkarlarından etkilenmediklerini samimiyetle iddia edebilirler.
İnsanların temel arzusu, kendilerine ilişkin olarak kendilerini iyi hissetmektir ve bu nedenle bilinç dışı bir şekilde, kendilerinkine benzeyen özellikler lehinde önyargılıdırlar.