Kalemini çok sevdim açıkçası akıcı bir dili var konu olarak da soguk savaşı yıllarını anlattıgı için çok sevemedim ben savaş olan kitapları okuyamıyorum sırf içerisindeki gizem merakımı uyandırdıgı için okudum kesinlikle okuyun diyemem ama boş zamanınız varsa bir okuyun derim
Kitap beni oldukça sarstı , sanırım hem umutsuz ve umarsız kayıp bir aşkı hem de tarihi kurguyu barındırdığı için çok fazla etkilendiğimi söyleyebilirim. Bir gölün sularının çekilmesinin ardından iskelet parçalarının bulunmasıyla başlayan roman, bizleri Doğu Almanya’ya savaş sonrasına ve ardından da inanılması çok güç sürpriz olaylara götürerek şok edici bir finale sürüklüyor . Kitapta yok olmuş kayıp ilişkiler, ihanet, vurdumduymazlık, aldırmazlık, siyasi sistemler, ebeveynlik, kader, rastlantı, arkadaşlık, dostluk gibi insana dair pek çok kavram sorgulanıyor satır altlarında , yani basit bir polisiye kesinlikle değil . Tomas ile Ilona’nın talihsiz aşkına karşın Erlendur ile Valgerdur’un biraz geç gelen aşkı hepimize umut aşılıyor. Çok çok etkileyici ve sarsıcı bir kitap, sizlere de öneririm .
Yazarın okuduğum ilk kitabı.Kitapsepeti'nden 9.90₺'ye indirimli olduğu için aldım ve konusu İzlanda'da olduğu için merak ettim.İzlanda'nın o soğuk ve kasvetli havasını hissedemedim malesef.Konu oldukça yavaş ilerledi.Diğer polisiyelerin bayağı bi gerisinde kalmış kitap bariz bir şekilde.Bunun yanı sıra geçmişteki Leipzig'de geçen hikaye de oldukça sıkıcıydı.Okumasam da olurdu,yarım bırakmamak için bitirdim.
İnsanları koyun gibi güderek, ülkede faaliyetine izin verilen tek partiye oy atmaya götürüyorlar, bunun adı seçim oluyor. İnsanlar müsamerenin farkında. Bunun demokrasi filan olmadığını biliyorlar.
Oldukça sakin ilerleyen gerilim dozu biraz düşük kalmış bir kitap. Yazarın diğer kitaplarını da okumuş biri olarak serinin en zayıf kitabı olduğunu söyleyebilirim. Seriye ait Sırlar Şehri, Sesler ve Kutup Soğuğu kitapları bu kitaba göre heyecan dozu daha yüksek kitaplar.
Tarzını çok fazla Ian Rankin’e bahsettiğim ama bir o kadar da sevdiğim İzlandalı yazarın çok beğendiğim kitabı. Dedektif Erlendur’un ilk kitaptan itibaren vurgulanan hayat karşısındaki tavrı İskoç dedektif John Rebus’la benzeşiyor.