Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sürdüler Sürgün Oldum

Hayri Ersoy

Sürdüler Sürgün Oldum Gönderileri

Sürdüler Sürgün Oldum kitaplarını, Sürdüler Sürgün Oldum sözleri ve alıntılarını, Sürdüler Sürgün Oldum yazarlarını, Sürdüler Sürgün Oldum yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan vatanından bir kopmaya görsün; önce dili tutuluyor,sonra da kulağı duymaz oluyor. İşin doğrusu duymasına duyuyor da duyduğunu anlamaz oluyor. Tabi sen, karşındaki insanların söylediklerini anlayamamanın, onlara düşüncelerini aktaramamanın ne demek olduğunu nereden bileceksin ki ?! Düşünsene evladım, ben koyumdeyken değil insanların, yaban hayvanlarının bile dilinden anlardım. Hangi kuş ne zaman ne şekilde öter, hangi hayvan hangi durumda nasıl bir ses çıkarır; aç mıdır, kendine eş mi aramaktadır, yoksa kaybolan yavrusunu bulma telaşında mıdır,kolayca anlardım. Hatta ülkemizin rüzgarlarının dilini bile bilirdim. Akşam serinliğinde bahçemdeki asmanın altında otururken, rüzgar kulağıma ertesi gün havanın nasıl olacağını, bizi yağmurun mu yoksa güneşli bir günün mü beklediğini fısıldadı.
Hele bebeklerini denize attıramamak için öldüklerini bile gizleyen ve bunun anlaşılmaması için ölü bebeklerine günlerce ninni söyleyen annelerin, durum anlaşılınca, cesetleri artık kokmaya başlayan yavrularının ellerinden alınmaması için çırpınışı unutulacak gibi değildi.
Reklam
Kafkas geleneklerine göre, ad kişiyi değil, kişi adı doldururdu.
Sayfa 274Kitabı okudu
Bazala, yaşlı gözlerle açtı keseyi. Gördükleri karşısında donup kalmıştı. Gözlerine inanamıyordu. Kesede yalnızca toprak vardı. Paçkuk Bey gülümsemeye çalışarak, ''Vatan toprağı evladım...'' dedi. ''Onu, köyümü terk ederken mezarlıktan almıştım. Şimdi sizden dileğim, köyümün ihtiyarlarına söyleyin, beni gömdüklerinde bu toprağı yüzüme serpsinler...''
Sayfa 196Kitabı okudu
Ölüm herkes için kaçınılmazdır. Her nerede ölürsek ölelim, son nefesimize dek onurumuzu koruyabilmişsek bu ölüm sayılmaz.
Sayfa 195Kitabı okudu
Reklam
Zindanların kalın taş duvarları, insanların bedenlerini tutsak edebiliyordu ama ya düşlerini? Düşler sınırsız, özgürdü ve o düşler, ne kadar kalın, ne kadar yüksek olursa olsun, hiçbir duvar, hiçbir engel tanımıyordu. Nusret Çavuş'un düşleri de, izmit zindanlarının, o kalın taş duvarlarını hiç zorlamadan aşıp çoktan Kefken sahilindeki güzel dağlı kıza ulaşmıştı bile.
Sayfa 156Kitabı okudu
Farkında mısınız bilmiyorum, ama sanki bu güneş bile bizim güneşimiz degil. Bizim güneşimiz, arkamızdaki dağların ardından doğup önümüzdeki denizin içine düşerdi. Oysa ki bu güneş hep dağların ardından çıkıp dağların ardına iniyor...
Sayfa 123Kitabı okudu
Savaşlarda da en önde olmaya büyük özen gösterirdi. Çünkü, Kafkas aile öğretisinde ögütlemek yok, örneklemek vardı. Gerçek lider, savaşçısına kahramanlığı ögütlemek yerine, nasıl kahraman olunacağını göstermek zorundaydı.
Ağlamıyor, ağlayamıyorlardı. Çünkü, ''erkekler ağlamaz''dı. Çekilen tüm acılara karşın gözyaşlarına direnmek zorundaydılar, ağlamak ancak kadınlara yaraşırdı.
Reklam
Açlıkla, hastalıkla, yoksullukla savaşmak, savaştan daha zordu.
Kafkasyalılar at sevgileriyle tanınmışlardı. Ancak aralarından bazıları vardı ki, âdeta atlara âşıktılar.
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.