Belinin ortasında ürpermeler duyuluyordu; vücudu öyle kırıktı ki. . . Hatırına bir memleket türküsü geldi :
Söğüdün yaprağı narindir narin, İçerim yanıyor, dışarım serin. . .
Ne olurdu, kendisini bu yabancı diyarlara atacaklarına «Git, Karahisar'da otur, ağzını kapa, sakın kımıldanayım deme, asıldığın gündür! » karariyle doğduğu yere sürselerdi. . .