Bir kişi davranışını değiştiriyorsa bu genellikle o kişinin uyum sağlamaya çalıştığı çevresel bir değişiklikle bağlantılı olur. Buna rağmen kişinin o davranışının altında yatan güdü aynı kalır.
İnsanlar tüm hayatlarını tek bir amaç için düzenlerdi: yalnız ölmemek için. Bunu çok azı başarırdı ama o eşiği birileriyle el ele tutuşmadan geçecek olmanın verdiği o müthiş korkuyu yaşamamak için ellerinden geleni yaparlardı.
Acaba günün birinde anlayacaklar mıydı? Bazılarının Tanrı vergisi ve kutsal olduğunu sandığı ahlakın aslında güzellik algımız, düşmanlarımız ya da moda akımlarımız gibi değişken ve öğrenilmiş olduğunu fark edecekler miydi? Zor görünüyordu. Sonuç olarak, insanlığın aşılanmış fikirlere karşı gelen radikal araştırma projelerini anlayamaması ve kabullenememesinde şaşıracak bir durum yoktu. Bunların acımasız olduğu kadar mantıklı ve zaruri olduğunu idrak edememesinde de.