Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tanrı’yı Beklerken

Simone Weil

Tanrı’yı Beklerken Gönderileri

Tanrı’yı Beklerken kitaplarını, Tanrı’yı Beklerken sözleri ve alıntılarını, Tanrı’yı Beklerken yazarlarını, Tanrı’yı Beklerken yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sevdiğim insanları hep çok sevindirmek isterdim, kader de hep bir sıkıntı sebebi ya da bir sıkıntı vesilesi yapıyor beni...
Sayfa 186Kitabı okudu
Hakikate karşı hatayı savunmuş olsak bile, düşündüğümüz şeyi yine de savunmamız gerekir sanıyorum, ama aynı zamanda hakikati istemekten hiç vazgeçmemeli ve zihnimizde bir ışık çakacağı andan itibaren, hangisi olursa olsun, fikirlerimizden vazgeçmeye de hazır olmamız gerekir. Ama zihnimizde parlayacak o ışıktan önce değil.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Aşk karşıladı beni; ama ruhum geri çekildi Kirden ve günahtan sorumlu. Ama Aşk keskin görüşlü, görünce duraksadığımı İlk başlangıcımdan itibaren, Yaklaştı bana, sordu bana usulca Bir şeye ihtiyacın var mı diye. "Bir davetli," dedim, "Burada olmaya değer," Aşk dedi ki: "O davetli sen olacaksın." Ben, o kötücül, o nankör mü? Ah! Sevgilim, Kıyamam sana. Aşk tuttu elimi, dedi gülümseyerek: "Ben değilsem, kim yarattı bu gözleri?
Sayfa 154Kitabı okudu
Çok bireyci bir mizacım yoktur benim. Korkumun nedeni, tam tersine, sürüye uyan biriyim. Özellikle de kolektif olaylar söz konusu olduğunda, aşırı ölçüde etkilenebilir çok doğal bir ruhsal yapım var. Şu an karşımda koro hâlinde Nazi şarkıları okuyan yirmi kadar genç Alman olsaydı, biliyorum ki ruhumun bir parçası o anda Nazi olurdu. Bu çok büyük bir zayıflık. Ama böyleyim ben. Sanıyorum, doğal zayıflıklarla doğrudan savaşmak hiçbir işe yaramıyor. Bir görevin zorunlu olarak gerekli olduğu durumlarda, bu zayıflıklara aldırmadan hareket etmek için insanın kendini zorlaması lazım; hayatın olağan akışı içinde de bunları iyi tanımak, ihtiyatla karşılamak ve dayanmaya gayret etmek gerekir, çünkü yararlanabiliriz.
Sayfa 140Kitabı okudu
Çünkü hidayetin kalplere sızması gizli ve sessiz olur.
Sayfa 139Kitabı okudu
İnsan hayatının büyük muamması ıstırap değil, mutsuzluktur. Masumların öldürülmüş olmaları, işkenceye uğramaları, ülkelerinden kovulmaları, sefalete ve köleliğe düşürülmeleri, kamplara veya zindanlara kapatılmaları şaşırtıcı değildir, çünkü bu eylemleri yapacak birtakım caniler bulunur. Hastalığın, hayatı felç eden ve bundan bir ölüm imgesi yaratan uzun ıstırapları dayatması da şaşırtıcı değildir, çünkü doğa mekanik zorunlulukların kör oyununa boyun eğer.
Reklam
Çok uzun süren ya da çok sık kendini gösteren fiziksel ıstırap başka türlüdür. Ama böyle bir ıstırap çoğu zaman bir ıstıraptan çok başka bir şeydir; bu genellikle bir umutsuzluktur.
Sevilen bir varlığın yokluğunda ya da ölümünde bile, üzüntünün [chogrin] payı fiziksel bir acı gibidir, bir soluk alma güçlüğü, yüreği sıkan bir mengene ya doyurulmamış bir ihtiyaç, bir açlık gibidir ya da o güne kadar bir bağlılıkla yönlendirilmiş ve artık yönlendirilemeyen bir enerjinin serbest kalmasının neden olduğu neredeyse biyolojik bir kargaşa gibidir.
Dostluğun evrensel bir yanı vardır. Dostluk, bir insan varlığını, insan türünü oluşturanların her birini özel olarak sevebilmemiz için, sevmekten ibarettir.
337 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.