Yalnızca küçük zihinler tutarlıdır ya zihin daraldıkça tutarlılık artar.
Zihin engin olduğunda, her şey içine dahildir: ışık oradadır, karanlık oradadır, Tanrı oradadır ve şeytanda tüm görkemiyle oradadır.
Hayatın bu karşıtlıklarla ilerleyen, diyalektik olan - karşıtın yardım ettiği, denge verdiği, renk verdiği, arka fonu oluşturduğu - gizemli sürecini anlarsan o zaman Chuang Tzu’yu anlayabilirsin, çünkü tüm Taoist vizyon, karşıtlıkların tamamlayıcılığı üzerine kurulmuştur.
İki sözcük, yin ve yang, karşıttır: erkek ve dişi. Bütünüyle erkek ya da bütünüyle dişi bir dünya düşün; ölü olacaktır.
Karşıtlıklar gereklidir, çünkü karşıtlık çekicidir. Karşıt seni çekecek bir mıknatısa dönüşür; karşıt seni kendi içinden çıkarır; karşıt etrafındaki duvarları yıkar; karşıt seni engin yapar. Karşıtlıkları reddederek sıkıntıya davetiye çıkarırsın ve her yolda, her seviyede, her boyutta bu aynı şeydir.
Dünyada iki tip insan var olmuştur: içinde bilim insanları, mühendisler, doktorlar olan faydacıl bir kesim ve diğerleri, tamamlayıcılar, şairler ve boş gezenler; faydasızlar, işe yarar bir şey yapmayanlar.
Ama onlar denge sağlar, dünyaya incelik verirler. Bilim adamlarıyla dolu, tek bir şairin bile olmadığı bir dünya düşün. Kesinlikle çirkin bir dünya olurdu, içinde yaşamaya değer bir dünya olmazdı.
Chuang Tzu şöyle der: “ Faydasız olanı takdir etmiyorsan, faydalı olandan söz etmeye başlayamazsın.”