El Kitabı

Tasavvuf

Kolektif

Tasavvuf Gönderileri

Tasavvuf kitaplarını, Tasavvuf sözleri ve alıntılarını, Tasavvuf yazarlarını, Tasavvuf yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Edeb Ya Hu
İrfan sahibi kişiler arasında en çok kabul gören ve değer verilen şeyin ne olduğunu arayan şair,her hünere değer verilmekle birlikte edebin hepsinden üstün tutulduğunu söylemiştir. Ehl-i irfân arasında aradım kıldım taleb Her hüner makbûl imiş illâ edeb illâ edeb
Tasavvuf
Tasavvuf
Tasavvufta İnsan
"İnsan", Arapça bir kelime olup "insan topluluğu" anlamına gelen "ins" kelimesinden türetilmiştir. İnsan türünün erkek veya dişi her ferdine "insi", "enesi" yahut "insân" denir. Kelimenin aslının "unutmak" manasındaki "nesy"den "insiyan" veya "alışmak, uyum sağlamak" anlamına gelen "üns" masdarı ile de ilişkisi vardır. (Cevheri, 1376-77/1956-57:111/904- 906) Râgib el-Isfahani de insana bu ismin verilmesinin, hemcinsleriyle birlikte uyum halinde yaşayabilmesiyle ilgili olduğunu söyler. Kur'ân-ı Kerim'de 65 yerde "insan", yerde "ins" ve bir yerde "insi" ola- rak zikredilen bu kavram, ayrıca bir âyette "enâsi" ve 230 yerde de "nas" şeklinde çoğul olarak yer almaktadır. Allah Teâlâ, Hz. Âdem'i "iki eliyle" topraktan yaratmış, "ruhum" dediği varlık ilkesinden bir soluk üflemiş; ona "isimlerin tamamını" öğretmiş ve nihayet meleklerin insana secde etmesini istemiştir. İlk insanın eşiyle birlikte cennetten çıkarılışı bir yandan insanın zaaflarına, diğer yandan da sonunda yeryüzünde halife kılınacak olan bu seçkin varlığın kaderine işaret etmektedir.'
Sayfa 311
Reklam
İnsan, daha önce de ifade edildiği gibi Cenâb-ı Hakk'in cemal ve celal sıfatlarının müştereken tecelli ettiği "zübde-i âlem" bir varlıkdır. Cemal tecellisinin eseri "ruh", celâl tecellîsinin eseri de "nefis"tir. Nefis ve ruh insanın vücud mülkünde hükümranlık sevdâsında bulunan iki ayrı sultan gibidir.
Tasavvufa göre ibadetler birtakım manevi ve ahlâkî duygu ve düşüncelerin ifadesidir. Bu açıdan bakıldığında namaz Allah sevgisinin, oruç sabrın, zekât cömertliğin, hac Allah'ı müşâhedenin ve kurban Allah'a teslimiyetin bir ifadesi ve aracı olarak değerlendirilebilir. İbadet ederken daima işin manevî ve ahlâkî cephesi de dikkate alınmalıdır. Eğer ibadetler şekilden ibaret kalırsa beklenen amaç gerçekleşmemiş olur. Daha da kötüsü kişisel çıkar ve gösteriş amacıyla ibadet etmektir. Böyle bir ibadet insanı manevî ve ahlâkî bakımdan yüceltmek şöyle dursun bilakis çöküntüye sürükler.
Sayfa 411 - Grafiker Yayınları
Gönül dünya ile meşgul olunca vakit dünya, ukbâ ile meşgul olunca vakit de ukbâ olur. Bir bakıma insana galip olan hal, kişinin vaktidir. Sûfiler "vakit" kavramını "İbnü'l-vakt" şeklinde kullanırlar. Bunun anlamı, sûfinin içinde bulunduğu âna göre en evlâ olan şeyi seçip yapmasıdır. İbtilâ ve imtihanla karşı karşıya ise, rıza ile teslim olmalı ki vaktin hükmüne uygun hareket etmiş olsun. Bu nedenle sûfi, geçmişe üzülmeyi ve gelecek için telaşlanmayı bırakıp içinde bulunduğu ânı değerlendirmelidir.
Sayfa 323 - Grafiker Yayınları
İnsanın mânen ve ahlâken düşüşü fıtrattan uzaklaşması demektir.
Sayfa 314 - Grafiker
Reklam
Kendi nefsinde görmediğin ayıbı başkasında görmen, ayıp olarak sana yeter. Hz. Ömer (r.a.)
Eğer Âdemoğlunun her ameli güzel ve eksiksiz olsaydı, kendini beğenmiş olmaktan nefsini helâk ederdi. Fakat Allah-ü Teâlâ onu, rahmetiyle kusurunu görme durumunda yaratmıştır. Hasan-ı Basri
“Tasavvuf külli yakmaktır vücûdun nâr-ı “lâ” ile Tasavvuf nûr-i “illa” ile insan olmağa derler”
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.