Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Taşıdıkları Şeyler

Tim O'Brien

Taşıdıkları Şeyler Gönderileri

Taşıdıkları Şeyler kitaplarını, Taşıdıkları Şeyler sözleri ve alıntılarını, Taşıdıkları Şeyler yazarlarını, Taşıdıkları Şeyler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bütün bu savaş," dedi. "Nedir biliyor musun? Büyük bir şölen. Et, moruk. Sen ve ben. Herkes. Böcekler için et."
Sayfa 198Kitabı okudu
Gerçek Bir Savaş Hikayesi Nasıl Anlatılır?
“ Gerçek bir savaş hikayesi asla ahlaki değildir. Öğüt vermez erdemli olmaya teşvik etmez, doğru insani davranış modelleri önermez, insanları her zaman yaptıkları şeyleri yapmaktan alıkoyma çalışmaz. Bir hikaye size erdemli geliyorsa ona inanmayın. Bir savaş hikayesinin sonunda kendinizi iyi hissediyor, ya da bu büyük ziyandan ahlaklı bir şeyler çıkabileceğini düşünüyorsanız çok eski ve korkunç bir yalana kandınız demektir. Ahlak diye bir şey yoktur. Erdem yoktur. Dolayısıyla, ilk kural, bir savaş hikayesini müstehcenlik ve kötülüğe tavizsiz ve kesin olarak bağlı kalarak anlatma gerekliliğidir.”
Sayfa 62 - Siren YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Savaş hikayeleri mentalitesi
Gerçek bir savaş hikayesi asla ahlaki değildir. Öğüt vermez, erdemli olmaya teşvik etmez, doğru insani davranış modelleri önermez, insanları her zaman yaptıkları şeyleri yapmaktan alıkoymaya çalışmaz. Bir hikaye size erdemli geliyorsa ona inanmayın. Bir savaş hikayesinin sonunda kendinizi iyi hissediyor, ya da bu büyük ziyandan ahlaklı bir şeyler çıkabileceğini düşünüyorsanız çok eski ve korkunç bir yalana kandınız demektir. Ahlak diye bir şey yoktur. Erdem yoktur. Dolayısıyla, ilk kural, bir savaş hikayesini müstehcenlik ve kötülüğe tavizsiz ve kesin olarak bağı kalarak anlatma gerekliliğidir.
Savaş olumlaması yapanlara
Bana göre değildi askerlik. İzcilerden nefret ederdim. Kamp yapmaktan nefret ederdim. Çamurdan ve çadırdan ve sivrisineklerden nefret ederdim. Kan gördüğümde midem bulanırdı, otoriteye tahammülüm yoktu ve tüfeği sapandan ayırt edemezdim. Liberal bir insandım, Tanrı aşkına: Yeni bedenlere ihtiyaç duyuyorlarsa neden şu savaşa meraklı atmacalardan birini almıyorlardı?
Idealde hiçbir savaşın mantığı olmasa da
O zamanlar benim görüşüm -ki bu görüşü hâlâ koruyorum- nedenini bilmeden savaşamayacağın yönündeydi. Bilgi, tabii ki her zaman eksiktir, fakat bana bir ülke savaşa girdiğinde davasının doğruluğuna ve zorunluluğuna mantıklı bir güven duyması gerekir gibi geliyordu. Hatalarını telafi edemezsin. İnsanlar öldükten sonra onları diriltemezsin.
Tanrım, bu mektup bira bardağına ağlayan bir savaş gazisinin sızlanmalarına döndü. Özür dilerim. Kafayı yemiş filan değilim, düşlerimde bile.
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
28 günde okudu
Savaş ne kadar da korkunçtu öyle...:/
Spoiler içerir. Kitabın ortalarindayım. Beni şu ana kadar en çok sarsan olaylardan biri asker Mark Fossie'nin kız arkadaşını Amerika'dan Vietnam' a 5-6 farklı ülke üzerinden zorlukla yanına getirmesi, görünüşte tutkulu bir aşk var gibi. Sonra bir gece kız arkadaşını yanında bulamadığında, başka bir askerle yattığını düşünerek onu arması. O naif, cici bici kızın başka bir gruptaki askerlerle pusuya yattığını ogrenmesi ve daha sonra insan dillerinden oluşan vahşî gerdanligiyla dans eden sevgilisini bir grup askerle bulması. Savaş insan psikolojisini belki de en derinden etkileyen mevzu yer yüzünde. İçinde tecavüz, cinayet, bir insanin başına gelebilecek en adî ne varsa akla gelen, her türlü fiziksel & psikolojik şiddet içeren bu düzende/düzensizlikte en masumun bile en canavara dönüşebilmesi...
Taşıdıkları Şeyler
Taşıdıkları ŞeylerTim O'Brien · Siren Yayınları · 2016138 okunma
Vietnam Dile Gelmiştir-Savaşta, delice bi şey
Keman ve çello sesleri. Muhteşem bir mama-san saprano. Geri planda, kokteyl partisi... İnsani sesler değillerdir ama. Çünkü dağdadırlar. Kayalar dile gelmiştir. Ve sis, çimler ve maymunlar. Ağaçlar siyasetten konuşur, maymunlar dinden.
Genellikle çılgınca gelen şeyler gerçek, normal gelen şeyler değildir çünkü normal şeyler gerçekten inanılmaz çılgınlıktaki şeylere inanmamızı sağlamak için gereklidir.
Reklam
Küçük kaygılar vardı: El feneri sönecek mi? Fareler kuduz mikrobu taşırlar mı? Çığlık atsam sesim nereye kadar ulaşır?
Üsteğmen Jimmy Martha'nın mektuplarını okurken kamp yapmaya gittiklerini hayal ederdi. Bazen zarfın kapağını yalardı, Martha'nın dilinin oraya değdiğini bilerek fakat Martha mektuplarında aşktan hiç söz etmiyordu.
164 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.