Abby Abernathy bazı şeyleri geçmişte bırakmış ve üniversite için geldiği şehirde yeni bir hayata başlamıştır. Bir gün yolu Travis Maddox ile kesişir; bir depoda, yasadışı bir dövüşün ortasında ve üstüne üstlük Abby'nin pembe yeleğine kan sıçramışken! Travis okuldaki neredeyse her kızın hayaliyken () Abby'nin kaçıp geldiği her şeydir. Ve çoktan Abby'nin peşine düşmüştür bile.
Tatlı Bela klişe seven beni bile yoran bir kitaptı. Sonlarına doğru hadi artık bit diyerek okudum hatta. Üzgünüm. Her ne kadar umutsuz romantik yanım ilk görüşte aşka inansa da Abby ve Travis arasındaki o ilk görüşte aşk zayıf yansıtılmıştı diye düşünüyorum. Ve bir de iflah olmaz kötü çocuğun gitme Tülay gidersen ölürüm moduna geçmesi vardı ki sadece şunu diyorum------>
Tamam, aşık olmak büyülü, aşık olduğun insanı harika gösterir falanlar filanlar ama Travis ile Abby arasında o bağı sahiden hissedemedim ben. Sanki hadi bir kitap yazayım, olsun bitsin deyip yazılmış gibiydi. Ve Travis çok zayıf karakterli bir adamdı bence. Zayıf olmak suç mu? Hayır. Ama bende okurken keyif uyandırmadı. Bunalttı hatta. Kitaba nefret kusmuş gibi hissettim de yok, yalnızca sevmedim.
Kitaba dair sevdiğim şey, Travis'in Abby'nin isteğine (no spoiler) saygı duyması ve onu koyduğu konumda kalmak için çabalayışı oldu. Ha bir de yan karakter olan America'nın her ne kadar yer yer müdahaleci olsa da samimi arkadaşlığı.
Çerezlik olarak nitelendirmeyi sevmiyorum o yüzden kısa süreli tatlı vakit geçirmek istenen kitaplardan biri diyebilir miyim? Sanırım evet ama sinir bozuculuk oranı da hiç az değil.
Tatlı Bela ‘ yı öneririm ;)
Teşekkürler 
Jamie McGuire , okuduğum için mutlu olduğum bir kitap yazdığınız için...
