Hayattaki en zor şey geçmişi bırakmaktır. Çünkü
geçmiş, tüm kimliği, tüm kişiliği bırakmak demektir.
Kendini bırakmak demektir. Sen geçmişinden başka bir şey değilsin, sen koşullanmandan başla bir şey değilsin.
O giysilerini çıkartmak gibi değildir —kişinin derisinin soyulması gibidir. Geçmişin, sen olarak bildiğin her şeydir. Bırakmak zordur, çok güçtür —hayattaki en zor şeydir. Fakat onu bırakmayı göze alabilenler, sadece onlar yaşarlar. Diğerleri basitçe yaşıyormuş gibi yapar,
diğerleri basit bir şekilde kendilerini sürüklemeye devam ederler. Canlılıkları yoktur —olamaz. Minimumda yaşarlar ve minimumda yaşamak her şeyi kaçırmaktır.
Potansiyelini en yüksekte yaşadığında, çiçeklenme gerçekleşir. Sadece varlığının, hakikatinin en yüksek
ifadesinde Tanrı gelir —sen ilahi olanın varlığını hissetmeye başlarsın.
Ne kadar yok olursan, ilahi olanın varlığını o kadar çok hissedersin. Fakat unutma, onun varlığı sonra hissedilecektir. Yerine gelmesi gereken ilk koşul, yok olmaktır. O bir tür ölümdür.
Yaşamınla ne yapmak istediğin sana bağlı. Aydınlanmış bir bilinç ölümü bile güzelleştirir. Aydınlanmamış bir bilinç, yaşamı bile çirkinleştirir. Aydınlanmış bir bilinç için sadece güzellik vardır.
Tüm eğitim sistemi kökünden değişmeli. Kısaca... . Eğitim ile insanları yaşamdan ziyade, geçinmek için hazırlıyoruz. Yirmi beş yıl - bu yaşamın üçte biri demektir - geçinmek için hazırlıyoruz.
Kendini Newton, Edison, Eddington, Rutherford, Einstein ile zenginleştirmeni isterim ve aynı zamanda kendini Buda, Krişna, İsa, Muhammed ile de zenginleştirmeni isterim; böylece tüm boyutlarda zenginleşebilirsin - içsel ve dışsal olarak.