Teneke
Her istediği araziye ekenek yapmasına izin verilmeyen çeltikçi tayfasınca ketenpereye getirilen, burnundan çiçekli kaymakamın, kıçına baka bak kasabayı terk etmesi...
Bu hazin sona şaşırdım desem yalan olur.
Memleketin yokluk yıllarında, kırsalda yaşayan ahaliye zulümdeki başat mevzu olan feodalitenin, yarı legal eşkıyalığını, çene gıcırdata, gıcırdata kaleme almakta nirvana yapmış olan Yaşar Kemal’den farlı bir şey beklemek; eşyanın tabiatına aykırı olurdu zaten.
Tüm hayatını, bu sömürü düzenini kaleme almakla harcayan Yazar’ı kabrinden çıkarıp Adana sokaklarında bir tur attırsaydık; ömrünü beyhude bir çaba için harcadığını görüp, kahrından koşa koşa toprağa geri girerdi.
“Aha inanmıyorsan bu dayıya sor”
Neyse.
Gözlem alanının dar olması hasebiyle her kitapta aynı pilavı servis ediyor olsa da; öyküdeki karakterleri fiziki olarak gözünüzde canlandırabilmenizi sağlayacak derecede üstün betimleme ve tasvir yeteneği olduğunu da belirtmem gerek.
İlave olarak belirteyim; Yılanı Öldürseler’i okuduktan sonra, küp şekere tövbe eder gibi Yaşar Kemal ile vedalaşmak üzere iken, bu kitabı okumak iyi geldi bana.
Yukarıda da belirttiğim gibi; feodal külte karşı gelişebilen başkaldırıların tamamına hüzünlü bir son bulabilen Üstadın, kısa hikaye tadında 100 sayfalık bu eserini bir çırpıda okuyacağınıza eminim.
Okunur mu?
Okunur...
TenekeYaşar Kemal · Milliyet Yayınları · 19789,8bin okunma
Sevgili kaymakamın sonunu pek beğenmedim , sanırım kitabın aşırı sade olması beni çok çekmedi . Kitabın yarısından itibaren tiyatro şeklinde yapılması da hikayeye ayrı bir hava katmış ama hikayeyi pek beğenmedim .
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,8bin okunma
Bu kitabı kaymakamlık imtihanına hazırlandığım dönemde bir hocamın tavsiye üzerine okumaya başladım. Kötünün kazandığı kitap/film hep bir yarım kalmışlık hissi uyandırıyor bende. Bu da onlardan biriydi.
"Kul kusursuz olmazmış." (s. 87)
Bir kaymakam... Fikret IRMAKLI...
Genç daha, ilk görev yeri.
Ne umutlarla başlarsın bazne meslek hayatına ama öyle insanlar vardır ki gerçek hayatın okul sıralarında ki, kitaplarda ki gibi olmadığını görürsün.
"Sen sen ol görünüşe aldanma, insanlar iki yüzlüdür." İki bile değil bin bir yüzü var insanların.
Sana nasıl göründükleri çıkarları doğrultusunda değişiyor. Çeltik zamanı ağalar köylere kadar çeltik ekmek istiyor, sıtma almış başını gidiyor, her yıl yüzlerce çocuk ölüyor. Şimdi bu kaymakam çeltik ektirip ölümlere destek mi olsun, izin vermeyip ağalara düşman mı?
Genç bir kaymakam zengin acımasız köy ağalarıyla, yozlaşmış bir düzenle mücadelesi! Keşke her şey Kemal Sunal'ın "Deli Deli Küpeli" filminde ki kadar basit olsa ve kaymakam gelip bütün sorunları çözebilseydi.
Dost bir iken düşman bin olur.
Karşında yalnızca mücadele ettiğin insanlar değil yanında durduğun insanları da görebiliyorsun bazen. Bazen seni oraya atayan devlet bile karşında yer alıyor.
"Ölüm var dönüm yok."
En büyük mücadeleler kararlılıkla başlar.
En büyük yok oluşlarda...
Ama hayata karşı dik durmanın cümlesi bu: "Ölüm var dönüm yok."
Kitap 150 sayfa ama şuan bende 5000 sayfalık duygu var.
TenekeYaşar Kemal · Adam Yayınları · 19959,8bin okunma