Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tersi ve Yüzü

Albert Camus

Tersi ve Yüzü Gönderileri

Tersi ve Yüzü kitaplarını, Tersi ve Yüzü sözleri ve alıntılarını, Tersi ve Yüzü yazarlarını, Tersi ve Yüzü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
…bana çok iyi bildiğim o katı ve nankör görünüşü veren şey gurur değil, (bende bir yaradılış sakatlığı gibi olan şu derin ilgisizlikle birlikte) o sırada içime doğan garip bir duygu.
Sayfa 25 - Can Yayınları - Önsöz
…toplumun ayırdıklarını yalnızlıklar birleştirir.
Sayfa 25 - Can Yayınları - Önsöz
Reklam
“İlkelerini büyük konulara saklamalı insan, küçük şeylerde acıma yeter.” Ne yazık! İnsan özdeyişleri kendi yaradılışının çukurlarını doldurmak için benimser.
Sayfa 22 - Can Yayınları - Önsöz
İlk yıldız doğdu bile, sonra karşı tepede üç ışık; birdenbire, habersizce inivermiş gece, arkamdaki çalılarda bir mırıltı ve bir meltem, gün bende tatlılığını bırakarak kaçıp gitmiş.
Elden geldiğince uzun zaman yatakta kalıyordum, günlerim de o derecede kısalmış oluyordu.
Açık görüşlülüğe gereksinimim var. Evet, her şey basit. İnsanlar karıştırıyor işleri. Masal anlatmasınlar bize. Ölüm mahkûmu için “Topluma borcunu ödeyecek,” demesinler, “Kafası kesilecek,” desinler. Hiç önemli değilmiş gibi görünüyor. Ama ufak bir ayrım var arada. Hem sonra, yazgılarının gözünün içine bakmayı yeğ tutan insanlar da vardır.
Reklam
Annesine acır, bu onu sevmek midir? Annesi hiç okşamamıştır onu, öyle ya, beceremez ki. Uzun dakikalar boyunca öyle durup annesine bakar. Yabancılığını duydukça acısının bilincine varır.
Çoktandır keder duymaz oldu artık. Kocasını unuttu, ama çocuklarının babasından hâlâ söz eder. Çocuklarını yetiştirmek için çalışır, parasını da annesine verir. Annesi bir kırbaçla yetiştirir çocukları. Fazla sert vurdu mu kızı “Başına vurma,” der. Öyle ya, çocuklarıdır bunlar onun, onları çok sever. Hiçbir zaman gözlerine çarpmamış, değişmez bir aşkla sever onları. Bazı bazı, oğlunun anımsadığı şu akşamlarda, ezip bitirici işinden (evlerde temizlik yapar) döndüğü zaman, evi boş bulur. Yaşlı kadın alışveriştedir, çocuklar daha okulda. Bir iskemleye yığılır, sonra, gözleri dumanlı, parkenin bir çizgisini şaşkın şaşkın kovalarken yitip gider. Çevresinde, gece yoğunlaşır, bu karanlıkta bu sessizliğin çaresiz bir sıkıntısı vardır. Çocuk bu sırada içeri girerse, bu omuzları kemikli, zayıf gölgeyi görür ve durur: korkar. Çok şeyler duymaya başlar.
Çocuğun annesi de sessiz sessiz otururdu. Kimi durumlarda, bir soru sorarlardı kendisine: “Ne düşünüyorsun?” “Hiç,” diye yanıtlardı. Bu da doğruydu. Her şey ortada, öyleyse hiç.
Tanrı armağanı. Yaz geceleri, içlerinde yıldızlar hışırdayan gizlemler! Çocuğun ardında, pis pis kokan bir koridor vardı, patlamış küçük iskemlesi de altında biraz çökerdi. Ama gözleri yukarıda, dudakları değe değe geceyi içerdi. Bazı bazı bir tramvay geçerdi, kocaman, hızlı. Sonra bir sarhoş şarkı söylerdi, gene de bulandıramazdı sessizliği.
Reklam
Yoksullukta bir yalnızlık vardır, ama her nesneye değerini veren bir yalnızlık. Zenginliğin belirli bir noktasında, gökyüzü de, yıldızlarla dolu gece de doğal varlıklar gibi görünür.
Bir gün bana “Yaşamak öylesine güç ki!” demişlerdi. Söylenişi de aklımda. Bir başka kez de biri “En kötü yanlış acı çektirtmektir,” diye mırıldanmıştı.
Durmamacasına mutluluğu düşünmek istemiyorum.
Torununa, yalın bir dille “Görüyor musun, küçük bir domuz gibi yelleniyorum,” dedi. Bir saat sonra da öldü.
Bunun bir nedeni de yaşlı kadının sevgiyi hak gibi istenecek bir şey sanmasıydı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.