Therese Raquin sözleri ve alıntılarını, Therese Raquin kitap alıntılarını, Therese Raquin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İçinde duyduğu yıkılma daha müthiş oldu. Her şeyi kırıp geçiren bir yıkılma ile içinden yıkıldı. Bütün hayatı mahvolmuştu, bütün sevgileri, bütün iyilikleri, bütün fedakarlıkları birdenbire ayaklar altına düşmüş, sürünüyordu. Muhabbetli ve tatlı bir hayat sürmüş, son deminde tamam sakin bir mutluluğa duyduğu inançla mezara gideceği sırada bir ses her şeyin yalan her hareketin cinayet olduğunu haykırıyordu. Yırtılan perde, varlığına inandığı sevginin, dostluğun arkasında korkunç bir kan ve utanç manzarası gösteriyordu. Eğer küfür savurabilecek güçte olsaydı tanrıya küfür ederdi. Tanrı onu iyi, yumuşak başlı küçük bir kız gibi gözlerini yalan mutluluk levhalarıyla eğlendirerek altmış seneden fazla aldatmıştı. O da bin türlü şeylere aptalcasına inanarak, ihtirasların çamurunda sürüklenen gerçek hayatı görmeden çocuk gibi yaşamıştı. Allah fena bir Allah'tı, ona gerçeği daha önce bildirmeliydi, ya da en masumluğu, bütün bilgisizliği ile göçüp gitmesine izin vermeliydi. Şimdi artık ölmekten başka yapacak bir şey yoktu. Sevgiyi intihar etmek, dostluğu, fedakarlığı intihar etmek ve ölmek. Hayatta cinayet ve şehvetten başka bir şey yok.
Onu bir kardeş gibi seviyordum, benim velinimetimin oğluydu. Zayıf bünyeli bir insanın olanca incelikleri vardı onda. Kibar, iyi yürekli, herkese yardım etmek isteyen bir insandı... İşte böyle bir insanı merhametsizce öldürdük. Aman Tanrım! Aman Tanrım!
Ama, o andaki korkulu istekleri, kaygılı bekleyiş sancıları arasında, gerçeğe gözlerini kapamak, mutlu günlerin geleceğine, rahat bir ömür süreceklerine inanmak zorunluluğu duyuyorlardı.
Bazen, bazı organizmalarda, belli koşullar sonrasında gerçekleşen değişimleri incelemek ilginçtir.Bedende başlayan bu değişimler, her bireyde, beyinle iletişime geçmekte gecikmezler.
Bundan sonra bütün günlerin birbirine benzediğini her günüm kendisine ızdıraptan can sıkıntısından başka bir şey getirmeyeceğini biliyordu. Sonra, birbiri ardından gelecek haftaları, ayları, düşünüyordu. Bunlar yavaş yavaş üstüne yığılacak, boğacaktı onu.Gelecek umutsuz olunca insana bugünkü hayatı da zehir olur....
Laurent isyan etmiyordu artık. Bütün bütün gevşemiş, benliğini saran hiçliğe bırakmıştı kendini. İşsizlikten, can sıkıntısından ölüyordu. Sabah olur olmaz kendini sokağa atıyordu ama, ne yapacağını bilmiyordu.1 gün önce yaptığın yapmaktan tiksiniyor, gene de öyle yapıyordu.
Sayfa 297 - Altın Kalem Klasik RomanlarKitabı okudu