Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Tom Amca'nın Kulübesi
Harriet Beecher StoweTom Amca'nın Kulübesi Yorumları ve İncelemeleri
Tom Amca'nın Kulübesi yorumları ve incelemelerini, Tom Amca'nın Kulübesi kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Tom Amca'nın Kulübesi puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çocukluk dönemimde okuduğum en etkileyici kitap olduğuna şüphe yoktur, sonu hazinle sonlanan roman daha dün gibi hatıralrımda saklıdır... okunması şiddetle tavsiye edilir siyahi bir adamın başından geçenleri anlatan müthiş hikaye
Tom Amca'nın Kulübesi
Can Yayınları
Sayfa Sayısı:536
Epub Sayfa Sayısı:468
Ve anlam dolu, duygu yüklü bir klasiği daha bitirmiş bulunuyorum.
Bazı insanlar betimlemelerin fazla olduğu, olayların az olduğu yada ağdalı bir dil kullanıldığı gibi nedenleri öne sürerek klasikleri okumaktan pek hoşlanmazlar. Oysa bu kitap şaşırtıcı bir şekilde hem
584 syf.
8/10 puan verdi
HARRIET BEECHER STOWE;
Yaşadığı ( 1811– 1896) yılları arasında şahit olduğu ırkçılık ayaklanmanın etkisiyle, köleliği resmen tanıyan bir kanunun kabul edilmesinin ardından yazmış, Tom Amca’ nın Kulübesi kitabını. Amerika’ da kölelik kurumunun kaldırılmasın da büyük etkisi olduğu da söyletiler arasında.
Firar eden kölelerin hikayelerini dinleyip, Güney’ den Kuzey’e kaçmak isteyenlere yardımcı olmuş yazar. Tarihte utanç olarak kalan köleliliği iyi bir şekilde kaleme almış.
Küçük yaşta din egitimi almasinin etkisi olarak, İnanışa, Hristiyanlığa, yeni ahit ve eski ahitten ayetlere fazlaca yer vermiş.
Siyahların duyguları ve ruhları yok, onlar hemen unutur, onlar köle olmak için yaratılmış düşüncesiyle satılan, sırf renginden dolayı köleleştirilen insanların hikayesi, Tom Amca’ nın Kulübesi.
Kitapta çok fazla karakterler mevcut. Zaman zaman kitabın akışında farklı yeni kişilere, düşüncelerine ve kısaca hayatlarına yer verilmiş. Çok akıcı bir dille kaleme alınmış.
Her ne kadar kölelere iyi davranıp, vicdanen kendilerini rahatlatmaya çalışsalar da;
Köle ticareti yapan aşağılık bir iş yapıyorsa, satın alan da aynı aşağılık bir suçu işliyor. Köle alımı olmasa satışı da olmaz düşüncesini vurguluyor yazar.
Kitap okuyor gibi değil de film izliyormuş gibi oldum. Benim beğenip, duygu dolu anlar yaşadığım bir okuma oldu. Okunması gereken dünya klasikleri arasında yer alması gereken kitaplardan biri diye düşünüyorum.
Umarım siz de beğenirsiniz, netice de her kitap her okura aynı duyguyu yaşatmıyor.
Bol okumalı günleriniz olması dileğiyle
Kölelik düzeninin ne çirkin bir şey olduğunu, insanın içini acıtan bir hikayeyle anlatan harika kitap. İnsanlığın ilerleme hızına hayranım gerçekten. Tenleri beyaz olmadığı için 'nesne' olarak gördüler insanları, alınıp satıldılar. Göstermelik hak verdiler ama 'insanlık hakları' için mücadele vermek zorunda bırakılıyorlar hâlâ. (Öte yanda şiddete ve tecavüze uğradığı halde 'nesne' olarak görüldüğü için mağdur olan, Allah'ın sessiz kulları hayvanlar...) Dünyanın 'olması gerektiği gibi' olabilmesi için sürekli mücadele eden bir avuç insan var. Kötü insanlar hep vardı, var olmaya da devam edecekler maalesef ama umarım iyiler her çağda sayıca fazla, iyileştirici olarak da daha etkin olurlar. =)
AĞLASAK SİLİNİR Mİ UTANÇ?
Uzun olan ve geç bitirdiğim ama iyiki okudum dediğim ve okumanızı tavsiye ettiğim bu roman üstünlüğün sadece takvada olduğunu unutan ve kendinden farklı olanı aşağı görüp kendini üstün görmekte hiçbir yanlışlık görmeyen insanoğlunun dile kolay, kalbe ve yaşamaya zor gelen insanlık ayıbını köleliği, faşistliği anlatıyor...
Sahiii !!!
İnsan
536 syf.
8/10 puan verdi
Amerika’daki siyahi kölelerin yaşadıkları acıları ayrıntılarıyla anlatan kitap 1852’ de yayımlandığında çok tepki toplamış. Kitabın sonunda bazı hikayelerin tanıklar ağzından gerçek olaylara dayandığını okuyoruz O dönemi düşününce çok cesur ve vicdanla yazıldığı anlaşılıyor.
Roman da genel olarak kölelerin gördüğü insanlık dışı muameleler ve işkenceler ön planda tutulmuş. Özgürlükle ilgili bir savaş henüz ortada yokken, insanların isyanları ve zulmü çaresizce kabullenişleri yolları bir şekilde kesilen farklı insan hikayeleri ile anlatılmış. Tom Amca başta olmak üzere çoğu siyahi ahlaklı, yumuşak huylu, inançla donatılmış kişiler olarak karşımıza çıkıyor. Kitabın kalınlığı gözünüzü korkutmasın akıcı dili ve sıkmayan kurgusuyla bir çırpıda okunabilir.
Bu kitabı nasıl bu kadar geç okuduğumun pişmanlığı içerisindeyim. Hikayenin esinlendiği olayın ortaya çıkışını “Arka bahçe”de okumuştum ve çok etkilenmiştim. Şimdi kitap bu etkiyi kat ve kat arttırdı. Kurmaca bir metin fakat içindekilerin yaşanılan şeyler olduğunu vurguluyor yazar. Amerika’nın Afrika’dan satın alınan köleler üzerinde kurduğu baskıları, insan muamelesi dışında her muameleyi yapmalarını çok etkileyici ve güzel bir dille vurguluyor. Köleliğin sona ermesinde etkili olduğu bile söyleniyor kitabın. Tom amca ve onun gibi binlerce siyahi ırkın çektiklerini soluksuz okuyorsunuz. Ayrıca kitabın çocuklara uygun olanı var. Kitabın kalınlığı sizi korkutmasın, çok kısa sürede okuyup bitiriyorsunuz. Önce Arkabahçe sonra bu listenizde olsun
Kölelik yıllarının Amerika'sında yayımlandığı düşünülürse, çok cesurca yazılmış bir kitap. Filmlerden de bildiğimiz kölelik meselesine farklı açılardan da yaklaşmış yazar. Kölelik taraftarı güney ve aleyhtarı kuzeyi de işlemiş ama; kuzeyin de yeterince çaba sarfetmediği için sütten çıkmış ak kaşık da olmadığını vurgulamış. Bu kitaptan önce Alex Haley'nin "Kökler" kitabının okunmasını tavsiye ederim. Orada ilk kölelerin Afrika'dan getirilişleri işleniyor; bu kitapta ise getirildikten sonra yaşadıkları. Köleliğin ne kadar kötü bir şey olduğundan falan bahsetmeye gerek görmüyorum; hem kitap yeterince yapmış bunu, hem de zaten insan doğasına ve insan olmanın gereklerine bu kadar aykırı bir şeyin tartışmaya açık olduğunu düşünmüyorum. Kitabı okurken sinirlerinizin sık sık zıplamasına hazır olun.
1852 yıllarında yazılan Tom Amca'nın Kulübesi adlı roman ihtimalki birçok kitap sever tarafından çocuk romanı olarak biliniyor. Halbuki hem dünya edebiyatının klasiklerinden biridir hemde yarattığı toplumsal ve siyasi firtinalarla ABD tarihine damgasını vurmuş büyük çalkantilara yol açmış bir romandır. Bu romanda Amerikan toplumunun kölelik konusundaki utançverici tutumu kıyasıya eleştirilmiş, köleliğin kaldırılmasında büyük rol oynamıştır. Afrikadan getirilen köleler ticari bir meta olarak açık artirmalarda satilmakta adlarına belge düzenlenerek sahiplerine teslim edilmektedirler. Erkek, kadın, çocuk, yaşlı, Genç ayrımı olmaksızın yapılan bu satışta anne ve çocuklar, eşlerin her biri farklı alıcılar tarafından alınarak farklı coğrafyaya götürülürler, bağlar kopartılır. İyi Efendileri olduğu gibi çoğunluk kötü niyetlidir.
Shelby ailesi ekonomik bir sıkıntı yaşamaktadır. Bu sıkıntıdan kurtulmanın tek çaresi değerli kölelerinden iki tanesini satarak savuşturmaktır. Bu satıştan haberi olan köle Eliza oğlunu da alarak kaçar. Kaçma esnasında satılacak olan diğer köle Tom Amca'ya da kaçması için haber verir. Efendisinin sadık adamı olan Tom kaçmaz ve yaşanacaklari peşinen kabullenir. Roman gerçek yaşamdan alınan olaylarla kurgulanarak akıcı bir dil ve felsefi derinliğiyle hak ettiği değeri bularak dünya klasikleri arasına girmiştir. Okumayan kitap kurtlarına mutlaka okumalarını öneririm.
Tom Amca'nın Kulübesi
Amerika Connecticut doğumlu yazar Harriet Beecher Stowe'un kaleme aldığı kölelik karşıtı roman. 1852'de yayımlanan romanı, 1850'de yasalaştırılan kaçak köle yasası'na tepki olarak yazdı.
Yazar Tom Amca'nın Kulübesi'ni yazarken, kısmen, 1849 tarihli kölelik öyküsünü kaleme alan Josiah Henson 'dan etkilenmiştir. Kölelikten 1830'da yukarı Kanada'ya kaçarak kurtulan Henson, burada kaçak kölelerin yerleşmesi ve kendi hayatlarını kurmasına yardımcı oldu; bu sırada anılarını kaleme aldı.
Rromanda köleliğin korkunçluğu, insan doğasına aykırılığı, ahlaki ve dini yanlışlığı vurgulanmıştır. Bu kitabın, amerikan iç savaşı'nı (1861 - 1865) tetiklediği söylenmektedir.
Kendisi de 7 cocuk annesi olan yazarin kitabinda annelik duygusu öne çıkıyor. Özellikle kadın okuyuculara hitap ettiği bölümler yer almakta.
Katolik okulunda eğitim alan ve dini eğitim veren bir okulda öğretmenlik yapan yazar; İnsan haklarını , her insanin eşit ve özgür birey olma haklarını dini inançla bağdastirmis.
Ana karakter Tom amca üzerinden direniş ve karşı çıkma yerine , sabır, sevgi ve uzlaşmayı ön plana çıkarıyor.
Kitabin son bölümünde kitapta geçen olayları duyduğu ve birebir şahit olan kişilerden bahsediyor.
Kitabin yazılmasının üzerinden 150 yıl geçmesine rağmen Dünya üzerinde adı kölelik olmasa bile dil , din, ırk ayrımcılığının hala sürüyor olması üzücü. İnsan hakları ve eşitlik ve özgürlük adına çok yol katedilememiş maalesef.
Dünya klasiklerinden Amerika'nin kölelik sistemini aktaran bu kitabı #herayinbiriklasik grubuyla okudum. Kitapta Hristiyan dinin gerekçeleriyle dine bağlı insanlar ilahilestirilmis. Bunun yani sıra zaman zaman Incilden notlar kitaba eşlik etmiş.
Ben okurken çok zorlandım. Okurken farklı farklı hayatlar farklı hikayeler farklı acılar okudum. Kanımı donduran yerler oldu bu kadar da olur mu dediğim yerler oldu. Benim için sarsıcı olması bunun bir kurgu olmamasıydı. Gelelim alıntılardan birkaçına;
Herkes edit ve özgür olmalıdır.
Kötülüğün yolu karanlıkta olmak gibidir; ne zaman tökezleyeceginizi bilemezsiniz.
Insan ruhu ağır bir yük altında dayanılması olanaksız bir hale gelene dek ezildiğinde, bir an gelir, bedensel ve ahlakı bir yüreklilik ruhun imdadına yetişir.
Tanrı insana birçok şeyi iki kez verebilir ama bir anneyi bir kez verir....
#okudumbitti #kitap #herayinbiriklasik #kutuphanem #okuduklarim
Amerikan Edebiyatı-1
Tom Amca'nın Kulübesi 1852'de yayımlanıp, birinci yılın sonunda 350.000 kopya satıp Amerikan tarihinin en çok satan kitabı olmuş (İncil'den sonra en çok satan kitap). Hatta Lincoln'un, iç savaş zamanı "Demek bu büyük savaşı başlatan hanımefendi sizsiniz." dediği rivayet edilmiş.
Kitabın konusu, aynı çiftlikte yaşayan Tom Amca ile Eliza ve oğlu Harry'nin borçlar yüzünden başka kişiye satılması ve sonrasında gelişen olayları anlatıyor. Tom Amca gayet sadık, satıldığı adamın sözünden çıkmayan, oldukça dindar bir kişiyken Eliza, oğlundan ayrı düşme fikrine dayanamayıp kaçar. Bu iki karakterin
ayrı maceraları olarak ilerler konu. Tabi iyi ve kötü başka kişiler de eklenir romana.
Kitap güçlü bir edebi eser olmamasına rağmen yazıldığı zaman kuzay-güney ilişkileri, 1850'de çıkan Kaçak Köle Kanunu gibi siyasi zeminde kölelik karşıtı tutumu ile önem kazanmış. Amerikan edebiyat tarihinde önemli bir yer tuttuğu, dönemini anlattığı için okunabilir.
'Bazı zorlukların çıkış noktası birlik, dostluk ve sevgidir' diyen bu kitap Tom amca ve onun sevimli kulübesinde özdeşleşen özgürlük savaşının öyküsüdür.
Ah Sevgili Tom Amca
Kitabı biraz elimde süründürdüm ama olsun. Geç olsun güç olmasın. Sindire sindire okunması lazım diye düşünüyorum.
Yazıldığı döneme göre gerçekten bir başyapıt diyebilirim. İnsan haklarına yönelik olarak okunması ve okutulması gereken bir kitap. Derinlikli, düşündürücü ve acıklı bir hikaye. İnsanın insana yapabileceği kötülük ve değersizleştirmenin boyutlarını ve sonuçlarını gözler önüne seriyor. Olaylar akıcı bir şekilde ilerlemişti. Dört ayrı ana döngü içinde ilerleyen romanda en çok Tom Amca’nın başından geçenleri okuyoruz. Diğer ana karakterler ve yan karakterler bir şekilde Tom Amca’nın etrafında buluşuyor. Kararlılık, inanç, insan sevgisi, zulüm, kibir, efendi köle ilişkisi gibi ana temalar üzerinden kölelik makamına (!) yapılan bir eleştiri ve ustalıkla kurgulanmış bir hikaye. Keyifli okumalar dilerim.
Kitapta genel olarak bahsedilen konu "Kölelik".Onların yaşadığı zorluklardan bahsedilmiş ve hakları savunulmuştur .Söylenene göre kitabın köleliğin kaldırılmasında çok büyük bir etkisi olmuş ve ilk çıktığı zamanlarda Amerika'da çok büyük bir etki uyandırmış,çok fazla tartışmaya sebep olmuştur.
Kitap uzun ve bitirmesi zor olsada bence kesinlikle okunması gereken bir kitap. Birçok farklı ve zor hayattan bahsederek empati kurmamızı sağlıyor.
Ayrıca önemli dünya klasiklerinden biri.