Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Önce avucuma sırayla ve üst üste kırmızı, mavi, sarı, yeşil suluboyalarla hayat çizgimi çiziyorum. Avucumu kapatıyorum; hepsi kaos. Sonuçta hepsi birleşti ve çıkan renk, siyah! Kocaman bulanık bir siyahlık..."
"Beyaz kâseye su koyuyorum. Hem sağ hem de sol elimle fırçayı tutarak siyah suluboyaya buluyor, sonra kâsedeki suya batırıyorum; su kararıyor. Özel tüp boyalarımın arasından floresan renkli sarıyı seçiyorum. Tüpün kapağını açıp, baş aşağı çevirip, durgun kara suyun içinde kocaman bir öbek cart sarı boya sıkıyorum. Siyahın ortasındaki sarı gözümü alıyor, aynen flaşların aldığı gibi; su allak bullak oluyor, dinginliğini yitiriyor. Kara suların âni tedirginliğinden ötürü garip bir memnunluk, hatta zevk duyuyorum..."
Reklam
Yerde bir hareket: Işığı gören onlarca hamam böceği ve karafatma, telaşla oradan oraya koşturmaya başlıyor. Hayvan namına zaten bir bunlar kaldı geriye, yenmek amacıyla avlanmayan, vergiye de tabi olmayan. İnsanın neredeyse, bir zamanların sineklerini bile özleyeceği geliyor.
Sayfa 216Kitabı okudu
Yıllar evvel tanıdığım bir psikiyatr, yetişkin depresyonlarından farklı olarak çocuk tedavi görse bile, o sırada edinilen değersizlik duygularının depresyon geçince yok olmadığını, kişiliğinin bir parçası haline geldiğini söylemişti. Acaba bizim toplum, çocuk mu sayılır, yetişkin mi?
Dikenli tel üzerinde çıplak ayak yürümeye zorlanmış bir ip cambazı gibi, zaman boyutunda ufak adımlarla, ağır ağır ilerliyordum.
Fotoğraflardan nasıl kafalar kesip çıkarılıyorsa, biz de haritalardan, atlaslardan o ülkeleri güzelce çıkarmıştık.
Reklam
Acı bilerek, isteyerek en yüksek, en dayanılmaz noktasına ulaştırılırsa, acaba kendi ağırlığıyla düşüp parçalanır mı?
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.