Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Devlet otoritesi, vatan ve millet bütünlüğü ile demokratik rejim ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır, ülkede can güvenliği ve hürriyetler kalmamışhr. Okullar okunamaz, sokaklar gezilemez, Kars ve Tunceli gibi bazı illerimiz girilemez hale gelmiştir. Devlet dahi kendi topraklarının bir kısmında bulunamaz hale düşürülmüştür. Bazı şehir, kasaba, köy ye mahallelerde birtakım teröristlerin devletin yerine oturmuş oldukları görülüyor, vatandaşların hayatına hükmediliyor.
Şimdi başka bir mektup var, ki bunu iddianame de ele almış ve bu-nunla bizim demokrasiye karşı olduğumuzu iddiaya gitmiştir. Bu mek-tup şu: Yine 103 numaralı klasör, dizi numarası ,72 veya kerre içinde 19ı. Benim A. Selimoğlu isimli işçiye yazdığım 30 Haziran 1972 tarih-li mektup. Şimdi mektubun son kısmı, ki iddianameye alınmış kısmı bu.
Reklam
Bir milletin nasıl kalkınacağı öz şartlarının incelenmesi memleket imkanlarının doğru bir şekilde değerlendirilmesi maddi ve manevi yapının özelliklerine uygun çarelerin araşhnlması ile ortaya çıkar.
Burada Atsız'a bir gönderme var gibi hissettim
...Bizi tavizkar politikacı olarak itham edenler Türk insanının yüce varlığını anlamayanlardır.
Yabancıların hazırladığı reçetelerden medet ummak çok defa hastalığın artmasına, hatta Allah korusun ölmesine sebebiyet verir. Türkiye'miz iktisadi kalkınmayı sağlamak için kapitalist sistemi uygulamaya çalışıyor. Kapitalizm Avrupa medeniyetinin yapısına ve Avrupalı milletlerin şartlarına göre düşünülmüş, bir sistemdir. O Avrupa'daki bize benzemeyen ölçüleri bizim ölçülerimize uymayan değerlerimize aykırı yabancı bir dünyadır. O Avrupa'daki içtimai geleceği sınıf düşmanlıklarına dayanır. Türk Milletinin tarihinde sınıf düşmanlığı yoktur. Bütün bir milletin tek bir gaye etrafında kenetlenmesi vardır. O Avrupa'daki zenginliğin büyük payım başkalarını insafsızca sömürmesine borçludur. Biz sömürülmemizi kolaylaştırmak için telkin edilen bir sistemle nasıl kalkına biliriz. İşte bu yüzden sadece fertlerimizi değil milletimizi de fakirliğe mahkum etmek isteyen kapitalizmi reddediyoruz.
Kahramanmaraş Olaylarından Önce Sıkıyönetim İstedik 1978 yılı Ekimine gelindi. Ekim ayında baktık ki memleket gittikçe karışıyor. Kardeş kavgası her tarafta başlamak üzere. Düşmanın istediği bu. Türkiye'nin düşmanlarının istediği bir iç harp çıkarmak. Kardeşi kardeşe vurdurmaktır, kırdırmaktır. Bu Maraş bölgesinde bilhassa yoğunlaşıyor. Maraş bölgesi, Tokat bölgesi, Sivas bölgesi, Çorum bölgesi, buralarda yoğunlaşıyor. Genel İdare Kurulumuzu toplantıya çağırdık. 3 Ekim 1978'-de. Genel İdare Kurulumuzda konuyu görüştük. Neticede Genel İdare Kurulumuz bir bildiri yayınlayarak kamuoyunu aydınlatmayı, hükümeti ikaz etmeyi ve yeni tedbirler gerektiğini ortaya koymayı uygun buldu ve şu bildiriyi yayınladı. "Türkiye bugün ağır bir bunalım içerisine sürüklenmiştir.
Reklam
Yurt Dışında Örgütlenme Meselesi İddianame uzun uzun Almanya meselesine yer ayırmıştir. Bizim Almanya'daki Türk vatandaşlarıyla ilgilenmemiz, yalnız Almanya değil, bütün Avrupa' daki ve diğer yerlerdeki işçi vatandaşlarımızla ilgilenmemiz arz ettiğim vazifemizin gereği içindir ye bu ilgi tamamıyla meşru zemin üzerinde, meşru sınırlar içinde ve
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.