Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'de Çağdaşlaşma

Niyazi Berkes

Türkiye'de Çağdaşlaşma Sözleri ve Alıntıları

Türkiye'de Çağdaşlaşma sözleri ve alıntılarını, Türkiye'de Çağdaşlaşma kitap alıntılarını, Türkiye'de Çağdaşlaşma en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İncelememizin sonunda yeteri kadar belirmektedir ki, burada aynlmaları söz konusu olan devletle din, Batı modelindeki ayrı tutulan cismanî ve ruhanî otoriteler niteliğinde değildir. Batı laiklik modelinden farklı olan yan, çağdaşlaşma devriminin değil, bitişik ikizler halindeki din-devlet bileşimini ayırma işinin farklılığıdır. Bu ayırma olmadan ne çağdaş devlet kurulabilir, ne de siyasal olmayan bir din olabilir. O ancak bir teokrasi olabilir.
Türk toplumunu çağdaş uygarlık yörüngesine oturtma gibi büyük bir işin iki yanı vardır: Birinci yan, bu kitapta bol örneklerini gördüğümüz gelenekçilik tutumunu yok etme işidir. İkinci yan, onların yerine bu yörüngeye uygun kuralları, örgütleri yerleştirmek, toplumun yeni kuşaklarını bu yörüngenin gereklerine göre yetiştirerek gelenekle çağ arasındaki geçiş köprüsünü kurmaktır. Bu açıdan Cumhuriyet dönemi devrimlerinin toplamı, bir “yeni yöneliş" devrimidir.
Reklam
Devlet-din ayrımı teziyle din-devlet bileşimi tezinin savunucuları arasında büyük savaş asıl şimdi başlayacaktır, ikinci tezin savunmasına kadar Mustafa Kemal yanlısı gözükenler arasından da kopmalar başladığım kaydedelim.
Son sadrazam Tevfik Paşa’nın, 27 Kasım 1922’de Lozan’da toplanacak konferansa birlikte gidilmesi teklifine Mustafa Kemal şu kısa yanıtı verdi: “Barış konferansında Türkiye devleti yalnız ve ancak TBMM Hükümeti tarafından temsil olunur”.
Savaş yenilgiyle sonuçlandığı takdirde sözünü ettiğimiz görüş ve onu yürütenler yok edileceklerdi,
Mustafa Kemal
Dünyanın bugünkü genel koşulları çerçevesinde, yüzyılların kafalarda ve karakterlerde yoğunlaştırdığı gerçekler karşısında hayalci olmak kadar büyük bir yanılma olamaz... Ulusumuzun güçlü, mutlu ve süreli yaşamı için devletin tüm ulusal bir siyasa izlemesi, bu siyasanın iç örgütlenişlerimize uygun ve dayalı olması gerekir. Ulusal siyasa dediğim şeyin anlamı, gösterdiği şudur: Ulusal sınırlarımız içinde Her şeyden önce kendi gücümüze dayanarak varlığımızı sürdürmek, ulusun ve ülkenin gerçek mutluluğuna, kalkınmasına çalışmak,... gelişigüzel büyük özlemler peşinde ulusu uğraştırmamak, harcamamak,... uygarlık dünyasından insanca karşılık ve dostluk görmeyi beklemek...’’
Reklam
Mustafa Kemal
Osmanlılık döneminde izlenen bildiğimiz siyasal tutumların hiçbirinin yeni Türkiye’nin siyasal yapısının tutacağı yol olamayacağını görmüştüm... Ulusları paylaşık ve genel bir ad altında birleştirmek, çeşitli halkları aynı haklar ve koşullar altında tutarak bir devlet kurmak parlak ve çekici bir siyasal görüş gibi gözükürse de, aldatıcıdır. Hiçbir sınır tanımayarak dünyadaki bütün Türklerin de bir devlet içinde birleştirilmesi gerçekleşemeyecek bir amaçtır... Pan-İslâmizm, Pan-Turanizm tutumunun başarılı olduğu, dünya sahnesinde uygulanabildiği tarihte görülmemiştir. Irk farkı gözetmeksizin bütün insanlığı kapsayan, dünyayı hükmü altına alacak ölçüde bir devlet kurma hırslarının verdiği sonuçlan tarih gösterir...
Bu etkenlerin hepsinde bir ulusal kurtuluş savaşını kolaylaştıracak yanlar olmakla birlikte, onun gerçekleşemez bir duruma düşmesine yol açacak olumsuz yanlar da vardı. Gerçi ilk direniş akımları, 1908 Devrimi’nin ilk kez olarak açığa çıkardığı bir tepkiden daha ileriye giden bir nitelik gösteriyordu. 1908’de ilk kez olarak bir din tepkisinden arınmış bir siyasal tepkinin doğduğunu görmüştük.
Zamanın tanınmış yazarlarından Celâl Nuri, bu ihtiyacı en belirgin biçimde şu sözlerle özetler: “Evlenme, boşanma, miras, vasiyet, velayet gibi sorunlarla ilişkili işlerimiz, müftülerin yorumlarına kalmıştır.”
Mansurîzade Sait
Bu ulemâ, en basit sağduyu sorunlarını bile hadis kitaplarından aldıkları parçalarla yorumlayarak kendi alanlarına giren birer din sorunu yapıyorlardı. Sağduyularını bile kullanmaktan korkan, basit mantık sorunları olmaktan başka bir şey olmayan bu sorunları geleneksel kitapların yardımıyla yorumlamaya çalışan bu kişiler, gerçekten acınacak bir durumdadırlar.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.