Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi

İsmail Cem

Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi Gönderileri

Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi kitaplarını, Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi yazarlarını, Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Batı'nın başka ülkeler halkına uygulamış olduğu 'gücü gücüne yeten' şeklindeki dağ kanununu, Batı'ya benzemek hevesiyle biz kendi halkımıza uygulamışızdır: Şehrin gücü köye yetmiştir, Batı'nınki Doğu'ya, ağanınki küçük köylüye ve her alanda eklenen yeni halkalarla bu zincir uzayıp gitmiştir.
Türkiye'de burjuvazi, sanayiciliği uzun süre ikinci sınıf iş kabul etmiştir. Öncelik, girişim gerektirmeyen ve kolay para kazandırtan konut yapımı, arsa spekülasyonlarındadır. Parasını inşaata bağlayan sermayedar, bunun kaybolmayacağından emindir. Yaptığı binayı ya da aldığı arsayı ne zaman satarsa, yaptırdığından çok fazlası eline mutlaka geçecektir. Dolayısıyla işin ne tehlikesi, ne ince hesabı, ne de yorucu çalışması vardır.
Sayfa 385Kitabı okudu
Reklam
Montaj Sanayisi
Sanayileşme çabası ithalatı yeterince azaltmamıştır. Yeterince azalmak bir yana, bağımlılığı büsbütün arttırmıştır. Zira çeşitli alanlardaki sanayi yaratıcı olmaktan çok montajcıdır. Memleketin hammaddesini ya da dışarının ucuz hammaddesini alıp onu işleyen sıhhatli bir sanayi değil, Avrupa'nın zaten işlenmiş parçalarını alıp birbirine ekleyen israfçı bir sanayi kurulmuştur. Bu sanayi, Avrupa'nın mamul parçalarına, ithalata muhtaçtır.
27 Mayıs ve 1961 Anayasası
27 Mayıs, amacının çok ilerisindeki oluşumlara yol açmış bir devrimdir. Değişik şartların bir araya gelmesi sonucunda 27 Mayıs sadece rejim meseleleriyle uğraşmamış, ekonomik ve sosyal yenilikler getirmiş ve bu alanda girişilecek mücadelelere elverişli bir anayasayı hazırlayıp görevini tamamlamıştır. 27 Mayıs ekibi ya da Milli Birlik Komitesi,
Yabancı Parası
DP iktidarı, CHP'nin son yıllarında temelleri atılan siyasal bağımlılığı geliştirmesi ve ekonomik bağımlılığı yaratmasıyla geri kalmışlık tarihindeki yerini almaktadır. Az gelişmiş burjuvaziye dayanarak kalkınma çabası eşraf-tüccar ikilisini yabancı devletlere yöneltmiştir. Güçsüz ekonomiyi harekete geçirmek için yabancının parası, zayıf iktidarı her çeşit garantiye almak (ve ekonomik yardımı sağlama bağlamak) için yabancının vesayeti aranmıştır. Lozan Konferansı'nda Türk delegasyonuna "Boşuna direnmeyin, nasıl olsa bize muhtaç düşeceksiniz, kapımızı çalacaksınız," mealinde sözler söyleyen Lord Curzon'un kehaneti, yıllar sonra doğru çıkmaktadır.
Suni Ekonomik Canlılık
On yıllık DP iktidarı geri kalmışlığı alt edecek bir sanayi kurmaktan, ileri hamlelerin temelini atmaktan çok uzaktır. Bütün yapılanın özeti, borçlanmayla ve enflasyonla (1950-60 arasında tedavüldeki para beş kat artmıştır) meydana getirilen bir ekonomik canlılıktan kitlelere küçük (fakat geçmiştekinden büyük) pay vermek, gerisini eşrafla tüccar arasında bölüşmekten ibarettir.
Reklam
DP, Türkiye'de köylülüğün geleneksel bağlarından kurtulmasında ve bir demokratik sürecin başlamasında önemli rol oynamıştır. Kitlelerin özlemleriyle hâkim zümrelerin çıkarları arasında geçici bir beraberliği sağlamıştır.
Tarih boyunca Batılaşma hareketleri hem yoksulluğun artmasına ya da devamına yol açmış, hem de eski düzenden,şeriattan uzaklaşma anlamı taşımıştır. DP, ekonomik nedenlere dayanan bu olguyu ustaca kullanmış, dinsel eğilimlere, dolayısıyla büyük kitlelerce iyiye gereğinde taviz vererek politikasını rahatça uygulamıştır, Görüntülerde halka yakın düşmek, esasta halkı istismarı, hem de halkın desteğiyle halkı istismarı mümkün kılmıştır.
Eskinin aşırı sevimsizliği ve ülkedeki ekonomik potansiyelin büyüklüğü, elverişli bir uluslararası ortamın imkânlarıyla birleşince, DP'nin en küçük bir olumlu hareketi bile halka nimet gibi gelecektir. DP'nin yaptığıyla yapabilmesi mümkün olanı kıyaslayamayan halk, tabiatıyla, yapılanla eskiden yapılmış olanı kıyaslamış ve DP'yi desteklemeye devam etmiştir.
DP hareketinin başarısındaki tarihsel etken, temeldeki bozukluğun dolaylı bir sonucu olarak, Batılaşmaya karşı mevcut tepkinin DP muhalefetinde somutlaşmasıdır. CHP'nin geleneksel talihsizliği, halkın gözünde Batılaşma ile özdeşleşmiş olmasıdır. Dolayısıyla, halk tepkisinin değişmez hedefi CHP'dir. Çünkü Batılı yaşam biçimini o savunmaktadır, şeriattan o uzaklaşmıştır, vb. Temeldeki bozukluktan ötürü halk yoksulluğunu Batılaşmanın görüntüsünden bilmekte, bu görüntüyü ise CHP ve bürokratlar temsil etmektedir.
Sayfa 320Kitabı okudu
990 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.