Hesaplaşma günü geldi. Şimdiye kadar yalnız din kitaplarında yargılandınız. Biz fakirler, zavallılar, yarım yamalaklar, bu kitapları okuyup teselli olurken içinizden güldünüz. Ve çıkarlarınıza baktınız. Hatta gene sizlerden, sizin gibilerden büyük düşünürler çıktı ve bu kitapların bizleri uyuşturmak için yazıldıklarını ileri sürdüler.
Biz zavallılar, ya bu düşüncelerden habersiz kaldık, ya da bunları yazanları bizden sanarak alkışladık.
“Yani uyuttular alkışladık, uyandırıldık alkışladık.”
Tutunamayanlar Tutunamayan (disconnectus erectus):
Özellikleri: Beceriksiz ve korkak, tehlikeyi uzaktan göremez, Toplu olarak yaşamayı bilmezler, Bütün huyları taklit esasına dayanır, kendilerini korumayı bilmezler, Tutunamayanları avlamak çok kolaydır. Anlayışlı bakışlarla süzerseniz, hemen yaklaşırlar size, başları daima öne eğiktir, insanlar arasında barınmaları çok zordur. .
Çözüm: Onları şehrin içinde, çitle çevrili ve yalnız tutunamayanlara mahsus bir parkta tutarak, sayılarının azalmasını önlemeyi düşünmenin zamanı artık gelmiştir.
S:149-151
Kelimeden önce de Yalnızlık vardı. Ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti Yalnızlık… Kelimenin bittiği yerde başladı; Kelime söylenemeden önce başladı. Kelimeler, Yalnızlığı unutturdu ve Yalnızlık, Kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde.
+ Yani bilmiyorum Olric, bazıları öyle şanslı olur ki hiçbir şey yapmazlar fakat yine de el üstünde tutulurlar.
- Ya biz efendimiz ?
+ Bizim yapmadığımız fedakarlık kalmıyor ama yine de yarım kalmaktan kurtulamıyoruz