Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü

Kemal Sunal

TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü Sözleri ve Alıntıları

TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü sözleri ve alıntılarını, TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü kitap alıntılarını, TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Önsöz'e Küçük Bir Katkı/Şükran Esen
"...Osmanlı'dan bu yana, neredeyse birkaç yüzyıldır, toplum refah ve mutluluk arıyor. Arayış hep mutsuzlukla sonuçlanıyor. Hep mutsuz yaşanmaz ya!.. İşte, o zaman sahneye Kemal Sunal çıkıyor!.. Gündelik ve fakat ne kadar tatsız olay varsa, Sunal bunların tümünü gırgıra alıyor. En ciddi, en dramatik olaylar, onda komediye dönüşüyor. Acılar kahkahalarla yutuluyor. Senaryoyu bildiğimiz halde, onun her filmini, yeniden ve yeniden, bıkmadan izlemenin başka ne anlamı olabilir ki?..."
Sayfa 11 - pdf/Om Yayınevi, Yalçın DOĞAN, Milliyet Gazetesi 4 Temmuz 2000
Aziz Nesin, "Mizah Kapalı Oturumu", Hürriyet Gazetesi, Mart 1985
"... Gülmecenin pek çok işlevi vardır...Ancak genel olarak tek bir işlevi vardır, güldürmek. Ötekiler sonradan gelir. Bir ülkede sınıfsal olarak, emekçi sınıfının gülmecesinin ereği ve işlevi farklıdır, rahat insanların, egemen sınıfların gülmecesinin işlevi çok başkadır. Bir emperyalist ülkenin, çok zengin bir ülkenin gülmecesinin işlevi çok daha başkadır..."
Sayfa 26 - pdf/Om Yayınevi
Reklam
Muzaffer İzgü, "Gülmecenin İşlevi", Hürriyet Gazetesi, Mart 1995
"... Gülmece gerçeğin ta kendisi olmalıdır. Gerçek olmayan gülmece gülmece değildir. Yani gülmece gerçeği derken, gülmece, sınıfını bilmelidir. Sınıftan sınıfa, toplumdan topluma işlevinin değişik olduğu gülmece, herşeyden önce kiminle alay edilmesi gerektiğinin ayırdında olmalıdır. Bunun için gülmece sınıfsaldır. Soluğunu halkından, ortak kültüründen alır. Bir gülmece öyküsüne, bir karikatüre bir avuç insan baş sallayıp evet diye gülüyorsa bu gülmece değildir. Salt bir avuç insanı güldürmek, hoşça vakit geçirtmek için yazılmıştır, çizilmiştir, işlevi bitmiştir. Kalıcılığı yoktur, geniş halk kesimine yazılmamıştır. Ama öyküye, karikatüre milyonlarca baş sallayan, evet diyorsa gülmece görevini yapmış demektir..."
Sayfa 25 - pdf/Om Yayınevi
Önsöz'e Küçük Bir Katkı/Şükran Esen
Üç değişik Kemal Sunal vardı... Hababam Sınıfı filmleriyle başlayan süreçteki "tipik"; televizyon dizilerindeki "atipik" ve Polizei'den Abuk Subuk Bir Film'e, Düttürü Dünyadan Katma Değer Şaban'a açılan, sinemamızın yüzakı filmlerinden oluşan yelpazedeki gerçek "sanatçı" Kemal Sunal...
Sayfa 12 - pdf/Om Yayınevi, Tunca ARSLAN, Radikal Gazetesi 4 Temmuz 2000
Önsöz'e Küçük Bir Katkı/Şükran Esen
Düzenin genel olarak üçkağıtçılara hizmet ettiğini gösterdi. Hiçbir şeyi anlamazmış gibi görünüp, onların üçkağıdını açığa çıkarıp oyunlarını bozan "Şaban", yine hiçbir şey anlamamış gibi davranarak iyice çileden çıkardı kötüleri. Yoksul halkın ezilmişlik duygusunu ezenlerle dalga geçerek bir nebze hafifletti.
Sayfa 10 - pdf/Om Yayınevi
Kemal Sunal anısına...
Ben halka dayalı bir sanatçıyım. Öyle gelip, kolay geçecek sanatçılardan değilim. Birtakım balonlarla, şişirmelerle bir yere gelmedim. Benim tabanım halk. Halk beni sevmiş ki, suratımı sevmiş ki, yaptığım işleri beğenmiş ki, 25 senedir tuttuğu gibi tutuyor hâlâ... 3 yaşından 123 yaşına kadar tüm insanlara hitap edebiliyorum.
Reklam
Önsöz'e Küçük Bir Katkı/Şükran Esen
Ardı ardına kahramanı "Şaban" olan filmlerde oynadı. bu filmlerde, salak görüntüsü yüzünden hesaba katılmayan, hatta alaya alınan yoksul gencin, kendilerini zeki sanan, varlıklı ama kötü insanları dize getirmesi anlatıldı. "Şaban" onları dize getirmekle kalmıyor, bütün varlıklarını da yoksul halka dağıtıyordu.
pdf/Om Yayınevi
Aristoteles: 'Trajedi, ortalamanın üstündeki insanları, güldürü ise altındaki insanları temsil eder.'
Önsöz'e Küçük Bir Katkı/Şükran Esen
Kemal Sunal'ın filmleri çok çeşitli açılardan bakılarak incelenebilir. Türk toplumunun yapısı, istekleri ve beklentileri açısından ele alınabilir. Popüler kültür açısından bakılabilir. Ya da egemen güçlerin elindeki televizyon denilen aygıtta, Türk toplumuna sunulan ürünler olarak ideolojik işlevleri sorgulanabilir. Buna karşıt bir açıdan, güldürüye sığınarak, egemen güçlere karşı ayakta durabilmeyi sağlayan doping aracı olarak yararları sergilenebilir. Düzen eleştirisi yapıp yapmadığı; ele alınan karakterlerin toplumu yansıtıp yansıtmadıkları; filmlerin uyuşturucu mu yoksa eleştirici mi oldukları sorularına yanıt aranabilir.
Sayfa 6 - pdf/Om Yayınevi
İnsan yaşamını zorlaştıran bin bir türlü ekonomik ve toplumsal sorun, doğrudan güldürü filmlerinin temel çıkış noktasını oluşturur.
87 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.