Öne Çıkan Uçurum Halkı kitaplarını, öne çıkan Uçurum Halkı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Uçurum Halkı yazarlarını, öne çıkan Uçurum Halkı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uygarlık ne denli insan üretim gücünü artırdıysa da yönetimin bu halinden çoğu kimse evsiz ve aç kalmış, en ilkel olan toplum olan innuitlerden, yabani hayvanlardan daha kötü duruma düşmüştür.
Sayfa 168 - İnnuit =Halk olarak Arktik bölgede, Alaska, Kanada ve Grönland 'da yaşayan Eski Moğolların ayrıldığı iki ana koldan biri.Kitabı okudu
Bütünüyle maddeci bir temel üzerine kurulmuş ülkelerde, mülkiyet önem bakımından ruhtan önce gelmektedir ve böylesi düzenlerde mülkiyete karşı işlenmiş suçlar, insana karşı işlenenlerden daha ağır cezalara çarptırılırlar.
20. yüzyılın başlarında ingiliz işçi sınıfının yaşadığı derin yoksulluğun anlatıldığı bir eser. Makale olarak derlenmiş sonra romanlaştırılmıştır. Açlık, ölüm, sefalet ve pislik uçurumuyla çevrelenmiş bu halkın durumunu daha yakından şahit olmak için aralarına katılan yazarın çarpıcı tespitleri gerçekten etkileyici. Alıntı yapmayı seven okurlar için bu eserde alıntılanabilir hiçbir şey yok, sefaletten başka.
Uçurum HalkıJack London · Altın Post Yayıncılık · 20123,547 okunma
Ben işini bitirip evine dönen işçinin kendisine ait küçük bir odası olsun istiyorum. Sahip olduğu bu odayı istediği zaman kilitleyebilmeli, yalnız kalabilmeli, kitap ya da gazete okuyabilmeli ve düşünebilmelidir. Dışarıya çıkıp dolaştığında üzerindekilerden, cebindekilerden başka eşyası varsa onları bırakabilmelidir. Duvara anasının ya da kendisinin,hatta sevgilisinin ya da canının çektiği başka resmileri asabilmelidir yani:"Burası benim yerim. Dünya kapımın önünde tükenir ve içerisinin tek egemeni ben olurum"...
Diyebilmelidir.
Doğu yakasında bir polis mahkemesinde gördüğüm çocuğun yüzü hala daha gözümün önünde. Boyu sanıkların girdiği hücreyi aşmıyordu. İki şilin çalmıştı ve suçu ortaya çıkmıştı. Oysa çaldığı bu iki şilini eğlenmek ya da başka bir şey için değil, karnını doyurmak için harcamıştı.
Yargıç 'Peki o zaman parasını çaldığın kadından neden yiyecek istemedin?'diye sordu. Sonrasında da ekledi' İstediğini verirdi sanırım.'
Çocuğun yanıtı kısacıktı.' O zaman da dilendiğim için içeri girecektim.'
Yargıcın kaşları kalktı ama yanıtı da kabul etmek zorunda kalmıştı. Çocuğu kimse tanımıyordu. Ne annesi, ne babası vardı. Başlangıcı yoktu sanki. Sürüden ayrılmış gibiydi ve uçsuz bucaksız bir ormanda zayıfları ezip, güçlülere ezilerek kısmetini arıyordu.
Şanssızlık ve yoksulluk insanların çıldırması için yeterli öğelerdir. Sürekli yoksulluk kimi insanları akıl hastanesine yollarken, kimilerini hapishane ya da ölüme sürükler.