Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Üstad Necip Fazıl'a Dair

Kadir Mısıroğlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
️✓ yaşandı :)
Aileme kitap ve mecmua bir lüks olarak gözüküyor ve onlara harcadığım para yüzünden azar bile işitiyordum.
Şam'da bir cami yapılıyor... Camiin bitmesine yakın, bir Yahudi, birdenbire adalet heykeli Hazret-i Ömer'in karşısına dikiliveriyor: -Ya Ömer! Camiin ucu birkaç parmak benim arazimin içine girdi! Tasavvur edelim: Koskoca camiin iki duvar köşesinden ibaret ucu, birkaç parmak, bir Yahudi'nin arazisine girmiş ve Yahudi, insan şeklinde adalet âbidesinin karşısına geçip bunu ihtar etmiştir. Hazreti Ömer, kaşlarını çatıyor, dikkatle Yahudiye bakıyor ve onu, altına girdiği yükü kaldırmaya davet ediyor: - İspat et! Yahudi hemen şahitlerini getirdi, vesikalarını Halife'nin önüne serdi ve gerçekten caminin, bir ucuyle, üç dört parmak kendi arazisine girmiş olduğunu ispat etti. Hazret-i Ömer'in üstünde güneş geçerken ürperdiği başı doğruluyor: - Camii, bütün camii yıkınız! Yahudi, hayret ve dehşetinden yere kapanmış, haykırıyor: -Durun, yıkmayın! Müslüman oldum! Helâl ediyorum!
Sayfa 127 - Hitabe/ÜSTAD NECİP FAZIL KISAKÜREK'İN IIFSO 3. GENEL KONFERANSINDA YAPTIĞI KONUŞMANIN TAM METNİKitabı okudu
Reklam
Kurb-i sultan, ateş-i sûzânest *Sultana yakınlık, yakıcı ateş gibidir*
Üstad için heyecansız, hareketsiz ve hatta sıkıntısız hayat, basit veya bayattı. O daima büyük oynamalı, sür'atle ufuklanı aşıp gitmeliydi.
Gerçekten hayatta tanımış olduğum en zeki insan Üstad'dı. Zekâ yani sürat-i intikali o derecede kuvvetliydi ki; hiç kimsenin değil bir sözü iki kere tekrarlamasına, tamamlamasına bile tahammül edemezdi. Muhatabının sözünü yarıda kesip, cevabı yapıştırırdı. Bu sebeble muhakemelerini tâkip, muârızları veya hâkim ve savcılarla cedelini (ağız kavgasını) seyir insana sonsuz bir zevk verirdi.
İslâm âlemi muazzam bir zuhur bekliyor! Bütün vahidleri yerli yerine koyacak, İslâm'ı Dünya çapında bir murakabe süzgecinden geçirebilecek, kurtarıcı sistemin sadece İslâm olduğunu laboratuvarlara tasdik ve vicdanlara kabul ettirecek, ülke ülke taklit cereyanlarını kanalizasyon kanalları gibi kurutabilecek ve ilaçlayacak, tarihin sahte ve gerçek kahramanlarını siyah ve beyaz kat'iyetiyle birbirinden ayıracak ve ayıklayabilecek bir zuhur... Bunu sade biz beklemiyoruz. Mütefekkir tarihçi "Toynbee" ve bazı garp düşünce adamları da artık Hristiyan medeniyetinin miadını doldurmuş ve istikbalin İslâm'a geçmiş bulunduğunu söyleyerek; kaygı ve korkuyla aynı şeyi beklemektedirler. Hâlbuki biz hâlimizden kaygı ve korku duymamaktayız.
Sayfa 119 - Hitabe/ÜSTAD NECİP FAZIL KISAKÜREK'İN IIFSO 3. GENEL KONFERANSINDA YAPTIĞI KONUŞMANIN TAM METNİKitabı okudu
Reklam
Maddeye hapsolan bir tefekkür ~bugünkü müspet ilimlerde olduğu gibi~ metafizik hududuna ulaşsa bile O'nu asla tatmin etmiyordu. Kâabına varılamaz hayal gücü, ufuklara isyan eden bir küheylân gibi kendine sonsuz bir mesaha arıyordu. «Sonsuzluk ve «Ötelerin Ötesi». «Ölüm» gibi «Dipsiz Kuyular tam da O'nun harcıydı. Hayal iştihası ve tecessüsü okyanus gibiydi. O'nu âlemlerin müteal olan Rabbine ulaştıran bu iştihaydı. Bu bakımdan ruhu halâvet-i imana kanmış samimi bir mü'min olduğuna dünya ve ahiret şahidim.
Sayfa 67 - Muhayyile KudretiKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.