Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Üvey Anneye Övgü

Mario Vargas Llosa

Üvey Anneye Övgü Gönderileri

Üvey Anneye Övgü kitaplarını, Üvey Anneye Övgü sözleri ve alıntılarını, Üvey Anneye Övgü yazarlarını, Üvey Anneye Övgü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşam hiçbir zaman edebiyat kadar kusursuz değildir,Lucrecia.
Sayfa 105
Öyleyse çocukluk, kötülükle iyiliğin, sofulukla günahkarlığın bir alaşımı mıydı?
Sayfa 103
Reklam
Tanrı gerçekten vardır belki de, ama tarihin bu noktasında, bütün bu başımıza gelenlerden sonra bunun ne önemi var ki?
Sayfa 87
Çünkü mutluluk geçici ve bireyseldi, olağandışı durumlarda iki katına, çok daha ender durumlarda üç katına çıkıyordu, ama asla topluca ve uygarca ulaşılan bir şey değildi.
Sayfa 33
Her gece yaptığı gibi, "Mutluluk vardır", dedi kendi kendine. Evet, yeter ki insan onu bulabileceği yerde arasın.
Sayfa 32
Aslına bakarsanız hep böyledir, düşle gerçeğin yürekleri birdir, ama yüzleri geceyle gündüz, ateşle su kadar farklıdır.
Sayfa 20
Reklam
Peki, mutluluk var mıydı?
Sayfa 34 - Can, 2. Baskı, 1994
Şöyle bir mezar taşı yazısının kendisi için biçilmiş kaftan olacağını düşündü: “Burada, karısının dölyatağına ve diline olduğu kadar karın duvarına da aşık olmayı başaran Don Rigoberto yatıyor!” Mezar taşına böyle yazılsa yalan mı olurdu?
Sabahlığını sırtına almayı unutmuştu, incecik siyah ipek geceliğinin içinde çırılçıplaktı, vücudunun diriliğini hala koruyan dolgun beyaz kıvrımları sokaktan vuran ışıkların yer yer aydınlattığı loşlukta uçuyordu sanki.
… birden üveyoğlunun gözlerinde mutlulukla şaşkınlık arasında gidip gelen ve göğüslerinde donakalan bir bakış sezinledi - yoksa ona mı öyle geldi?-
Reklam
Şaplak vuruyormuş gibi yaparak sol elini Don Rigoberto’nun karnına indirdi, ama eline gelen kocasınınki oldu, dikilmiş küt küt atıyordu.
Kocası, geceliğini yukarı sıyırmış, bir yandan memelerini öpüyor, bir yandan da düzenli, değirmi hareketlerle kalçalarını okşuyordu.
Dona Lucrecia’nın bacaklarını elleriyle tutup azgınca ayırdı. Ata biner gibi üstüne oturttu, yarıp içine girdi.
Dona Lucrecia, iri ve dik memelerini, kalkık meme uçlarını, inceliğini hala koruyan belinden bir meyvenin iki yarısı gibi açılıp aşağı uzanan kalçalarının geniş kıvrımlarını, baldırlarını, poposunu tüyleri alınmış koltuk altlarını, tek bir benin bulunduğu uzun, pürüzsüz boynunu okşarcasına sabunlanıyordu. Banyoda her sabah yaptığı gibi, “Hiç yaşlanmayayım,” diye yakardı.
… yukarıya, yatak odasına çıkıp uzun uzun seviştikten sonra uykuya dalmışlardı. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanır uyanmaz bir kez daha sevişmişlerdi.
441 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.