Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uyanan Güzel

Jale Sancak

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Belki de asıl hikaye bu, her şeyim eskiyor, eksiliyor.
aşk...
Ne biçim çarpıntı bu, deli misin, bu titreyiş? Durul, toparlan.
Reklam
“Şehir böyle başladı, böyle başladı ağacın kesilişi ve taşın yerinden edilişi.”
Hiçbir şehir bu kadar iç çekmemiştir
Sayfa 137 - Hep Kitap, 1. Baskı, Kasım 2017, İstanbul
“İnsan niye çocuk getirir dünyaya, yaralamak için mi? Hakikaten fena mahluk bu âdemoğlu. Arlanmaz, uslanmaz, amansız.”
Bir varmış, bir yokmuş... Tahayyül edilmesi hayli güç karanlık çağın daha ilk gününden itibaren güzelliğiyle göz kamaştıran, varlıklarıyla iştah kabartan gri şehir; güç, para, iktidar tutkusuyla yanıp tutuşanların düşü olur. Aynı düşü kuranlar birbirleriyle çarpışarak, hamurlarına karılmış vahşi arzuları, hırsları, açgözlülükleriyle düşün peşine düşer, sürüler halinde koşarlar şehre. Rivayet odur ki gören görmeyen gelir, kalır gitmez; tutulur bağlanır, onu bırakıp geri dönemez. Büyüler, yüreğini esir alır, kanına işler insanın. Herkes bilir bu masalı. İnsan sevdiğini öldürür. Hem aşkla hem düşle, her çağda azar azar etinden bir parça kopartılan, saçları kazınıp tırnakları sökülen, yetmeyip gözlerine mil çekilen, sakatlanan gri şehir; giderek yağmuru, bulutu, rüzgarı, kuşu, balığı zehir kusan bir varlığa dönüşür. Buna rağmen yağma, talan hiç bitmez. Ağaçlarına rant rant diye öten kanatlılar tüner. Metal giysiler kuşanır sonunda. Aynaya baktığında kendini tanıyamaz artık düşe neden olan. Sözün özü, küllerin ve türlü biçimlerde yok edilenlerin birincisidir. Görünen o ki gene de ilk kurucuları konargöçerler, sonraki yolcuları bugünkü sahipleri kadar vandal değillermiş.
Reklam
“Bardağa uzandı, temkinli yokladı, soğumuş neyse ki, bir yudum aldı. Kötü çay da alışkanlık yapabilirmiş anladık. Burası... Olmazlar ülkesi.”
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.