Varoluşun Keşfi
Rollo MaySözler ve Alıntılar
Varolma cesaretiniz yoksa, kendi varlığınızı yitirirsiniz.
Varlığımızın üstünü örtmekle aslında yaşamda en çok keyif almış olduğumuz şeyleri kaybediyoruz.
Varlık, deneyim verilerini temel alan ve bunları gitgide yapısal ve önemli değerlerinden ayıracak şekilde adım adım unsurlarına ayırmayı amaçlayan kapsamlı bir analize direnen ya da direnebilen şeydir.
Soyutlanma ve yabancılaşma semptomları, dünya ile ilişkisi kopan insanın durumunu yansıtır. Kimi psikoterapistler her gün giderek artan sayıda şizoid özellikler gösteren hastaları olduğuna ve günümüzün en tipik psişik probleminin, Freud'un zamanında söylendiği gibi histeri değil, şizoid tip olduğuna -yani uzaklaşmış, ilgisiz, duygu eksikliği çeken, insan özelliklerinden sıyrılmaya eğilimli, entelektüelleşme ve teknik açıklamalar aracılığıyla problemlerinin üzerini örten kişiler olduğuna- dikkat çekmektedirler.
Ne Kierkegaard ne de Nietzsche bir akım başlatmakta ya da yeni bir sistem kurmakla ilgili en ufak bir niyet taşımıyorlardı; bu düşünce onlara hakaret olurdu. Her ikisinin de savunduğu şey Nietzsche’nin sözleriye şudur: “Benim peşimden değil, kendi peşinden git!”
" Kişi, ‘Ben kendim olarak kalmak istiyorum.’ dediği anda bunun korkutucu bir çözüm olduğunu keşfeder. Şimdi artık varoluşunun derinliklerine inmek zorundadır."
Sayfa 101
Varoluşçu terapinin en temel katkısı insanı varlık olarak anlamaya çalışmasıdır. Belli davranış modellerinin hak ettikleri meşru yerlerde incelenmesine ve dinamizmlerinin geçerliliğine itiraz etmez. Ancak itkilerin ve dinamizmlerin -hangi isimlerle anılırsa anılsınlar- yalnızca ele aldığımız insanın varoluş yapısı bağlamında anlaşılabileceğini savunur.